0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1709
Okunma
Hasretin vuslat olması için
Kaç mevsim geçmeli
Hâre...
Kaç kez adını sayıklamam
Kaz kez uykusuz kalmam gerek
Hâre...
Gözlerine gizlediğim dünyam
Bulamıyorum, karşımda koca bünyan
Hâre...
Sen mi düşürdün bu hale
Ben mi öldüm, nâre, bilemedim
Hâre...
Kaç defa adın sayıklanınca çıkıyorsun
Ve eziyorsun başlıklarınla beni
Hâre...
Gel bir kere bu yâre
Öte yanda kalma, hüzünhâne
Hâre...
Elma diyorum, armut değil çık
Ne haldeyim biliyorum, kaçık
Hâre...
Aşkı anlatmak ne ola ki
Bu sevda değil de ne ola ki
Hâre...
Sürgün yiyecek ismim, cismim
Aşka yanmak gerek, piştim
Hâre...
Bilir misin güller boyun bükecek
Ömür ağacı, tahta ata binecek
Hâre...
Yine mi uykunda turnalar yok
Dilimde duadan başka kelam yok
Hâre...
Arş-ı titretirdi o nârâlarım
Sevda bu adını sayıklarım
Hâre...
Nereden düştüm bu hale
Yoksa sen mi ittin, nâre
Hâre...
İsminle başlarken bahar
Bu bahara sensiz başlamakta var
Hâre...
Bakışınla duman kılardın dağları
Temizlerdin elinle siyah koyları
Hâre...
Yaşanması zor bir hayatta
Kalmadı adım atacak takatta
Hâre...
Kim sorsa adını, su isterim
Kim sorsa adımı, sus isterim
Hâre...
Boşa mı geçecek onca sene
Hasret, sen mi geldin gene
Hâre...
Bilinmez diyarda kaldım aciz
Bulunmaz benden bir çizgi iz
Hâre...