Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
S / ÂYE
S / ÂYE

CEMİL BEY VE KEDİLERİ – 29

Yorum

CEMİL BEY VE KEDİLERİ – 29

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1061

Okunma

CEMİL BEY VE KEDİLERİ – 29

CEMİL BEY VE KEDİLERİ – 29


»Galiba sen haklısın.« dedi çoban adama
»İnsanoğlu gerçekten câhil, zâlim ve âma.«
»Nefsine fayda veren, değerlidir gözünde.«
»Zâtından başkasını görmüyor yeryüzünde.«
»Özür dilerim amca, sözlerim haddi aştı.«
»Elinde olmayarak, senin de sabrın taştı.«
Şirin arı da konmuş, yeni açmış çiçeğe
Onları dinleyerek, erdi güzel gerçeğe
Anladı ki Cemil bey, hayli iyi bir insan
Hepsi zatında vardı: Akıl, vicdanla izan
Hafif bir rüzgâr esti; birden sallandı çiçek
Baktı ki onun boyu yerden bir karış yüksek
Havalandı, sonra da, bir kaç defa tur attı
Gören hayran kalırdı, cidden o ne sürattı
Cemil bey gökyüzüne baktı ama görmedi
Çünkü başını hemen, sağa tam çevirmedi
Gözlerine bakarak sohbet etti çobanın:
»Yünü şu koyunlardan gelir sıcak abanın.«
»Sakın vurma sopayla, koyuna ve kuzuya.«
»Çok önem vermelisin sevgi gibi mevzuya.«
»Ona taş, toprak atma, gözlerinin önünde.«
»Çelik özelliği yok, yumuşacık yününde.«
»Onun derisi acır, anasının da içi.«
»Yavrusunu sevmez mi adı olsa da keçi.«
Bir koyun dinliyordu, ikisini yakından
Sürüye katılmadı, bekledi merakından
Çok hoşuna gitmişti, Cemil beyin sözleri
Kalbinde nakış nakış oldu güzel izleri
Tepeye doğru koşup koyunları çağırdı
Buraya gelin derken, ara sıra bağırdı:
»Şurada bir adam var, dili merhamet diyor.«
»Hâlık’ın hatrı için, mahluka hürmet diyor.«
Ve koyunlar toplandı, adamın etrafında
Ağızlar çimenlerde, kulaklar da lafında:
-Hizmet edene, hürmet edilir esasında
-Zülmetmek asla yoktur ilahî yasasında
-Şu garipler otluyor güneş batana kadar.
-Kim kime varlığını kurbanım diye adar.
-Evladın var mı çoban, varsa da kaç tanedir?
-Şimdiye kadar sana, verdikleri şey nedir?
»Bir oğlan, bir kızım var, yaşları yirmi, otuz.«
»Evde hiç kalmamıştı ne ekmek ne de bir tuz.«
»Gönderemedim sabah yakındaki bakkala.«
»Baba uykum var, dedi bizim küçük ukala.«
-Ya işte bak gördün mü dedi adam çobana.
-Değdi mi çoluk çocuk, için bunca çabana?
-Bu dağların başında, hemi köyden uzakta
-Ne vardır bilmiyorum heybendeki erzakta
-Şunları güdüyorsun, sıcak soğuk demeden.
-Belki de evden çıktın, iki lokma yemeden.
»Bu günkü azığımsa sadece yağlı omaç.«
»İnanmıyorsan bana hadi git heybemi aç.«
-Estağfurullah canım, buna da şükredelim.
-Yoklukta dahi olsak, Allah’ı zikredelim.
-Evladını sormaktan, şuydu asıl niyetim.
-Tahkire izin vermez özüm, insaniyetim.
-Evladını bakkala gönderemezken sabah.
-Koyunlar rızık için yürüyor fersah fersah.
-Sütün için, etin ve yünün içindir zahmet.
-Böyle icab etmiştir mukteziyat- i rahmet.
-Bir hayvanın emeği, evladınkinden fazla.
-Onlar insana hizmet etmez zorla ve nazla.
-Anamın sütünden sonra onların vardı.
-Ve ikinci annemiz inek, keçi, davardı.
-Sütünü, yoğurdunu, peynirini, yağını.
-Ciğerini, bifteğini, boynunu, bacağını.
-Yemedik mi çoban, yedik binlerce defa
-Bu sebeple edilmez nimete zulüm, cefa.
»Ne güzel de konuştun, bey baba, var olasın.«
»Gitme zamanım geldi, sağlıcakla kalasın.«
»Şahsını tanımaktan, inan çok bahtiyarım.«
»Ve sayende düzeldi bozuk vicdan ayarım.«
»Nerede oturursun, ziyaret edesim var.«
»Koyunların var ise ücretsiz güdesim var.«
-Bir tek kedilerim var, bir görsen, çok şirinler.
-Onlara dokunsan kalp, huzur bulup serinler.
-Kasabada, adım da, Cemil, ya senin adın?
-Biraz ağır konuştum, umarım darılmadın.
»Estağfurullah beyim, ismim çoban Musa.«
»Işık ve nur oldunuz, is tutmuş şu fanusa.«
-Memnun oldum kardeşim, Allah’a emanet ol
-Cennete gitmek için, merhamet en güzel yol
-Ekinlere girmeden, git sürünün başına.
-Hatırlarsan da dua et şu arkadaşına.
Çobanın gözlerinde mutluluk damla oldu
Buna karşın gönlü ve ruhu huzurla doldu
Yaşlı adam sarıldı Musa’ya dostu gibi
Kenetlendiler sanki, sarmaşık otu gibi
Çoban eşeğe bindi; sonra atladı yere
»Cemil bey lütfen hadi siz binin şu eyere.«
Yaşlı adam gitmişti yaklaşık yirmi adım
Durup seslendi: Sana ben eşeksiz uğradım.
-Sağ ol ama binemem, zira o malın değil.
-Sahibinin izni yok, sağ defter kalın değil.
Cemil bey uzaklaştı, takriben otuz metre:
-Sevgili Musa çoban! Kul hakkı yeme, titre!
»Yol…yolun açık olsun!« diye bağırdı çoban
»Gelirsen uğra, beni mutlu eder merhaban.«

S / ÂYE 22 EKİM 2017 / ESKİŞEHİR

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Cemil bey ve kedileri – 29 Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Cemil bey ve kedileri – 29 şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
CEMİL BEY VE KEDİLERİ – 29 şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ke
Kegan, @kegan
23.10.2017 00:36:12
Manalı, sade ve güzel. Daha ne olsun ki..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL