71
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
4828
Okunma

Gardiyanıydık gözlerimizin
Nöbetler yazardık kirpiklerimize
Birleştiremezdik uykuya
Dağıtırdık karanlıkları
Kırardık gecenin kollarını
Şafağın ellerine bırakırken bizi
Ayrılamazdık..
Unuturum sanma!
An gelir yine düşersin aklıma
Gecenin en derin vaktinde
Ve en suskun anımda
Başlar göğsümün kafesinde
Keten kuşu çarpıntılarım
Yalnızlığın en kırılgan saatlerinde
Grileşir lacivert gökyüzü
Batar ay ışığı gözlerimde
Ve söner kentin ışıkları bir bir
Mahmurlaşır dalgın bakışlarım
Dağılırım dalga dalga yokluğuna
Sağanak yağmurlar başlar kirpik uçlarımda
Süzülür yüz kıvrımlarımda nehirler
Nereye döküleceğini bilmeden
Kaçıncı uykusundadır kuşları şehrin
Caddeleri ıssız, susmuş kaldırımları
Ben yine gözlerinde gardiyan
Ve sen uzak kentlerin birinde
Bana yıldızlar kadarsın
Göz çukurlarımda biriken hasretin
İner şiirimin dizlerine
Duman duman sarar odamı dizeler
İşte o vakit
Çınlar kulaklarımda buğulu sesin
Yankılanır duvarlarıma
Ve başlar ürkek sokulmalarım
Hayaline sığınmaya…
Sen şimdi;
Bulutlar üstünde düşler toplarken
Yine leylak kokan şafaklardayım
Yağmur şarkımıza eşlik ederken
Güneşi bekleyen ufuklardayım..
Bu sevda senet’im sözüm pullayan
Güvercin gagası haber yollayan
İkinci bahara kanat sallayan
Başında yel esen kavaklardayım..
Gecenin rengini soldurmak için
Hasreti tek kurşun öldürmek için
Vuslat perdesini kaldırmak için
Yüzünü saklayan duvaklardayım..
Hilmi Yazgı / 10.05.2008