0
Yorum
1
Beğeni
3,7
Puan
771
Okunma
Hani birlikte misafiri olduğumuz
Kolonlar yok mu üzerine ismimizi
Kazıdığımız sevda sözcükleriyle dolup
Taşan o kolonlar hatırladın mı şimdi
Onlar bile yastalar çelik çomak
Bilir misin oynaya bilseler keşke
Beş katlı kırmızı renkli girişi misafir istemeyen
Apartmanın kolonlarıydı onlar görünümü
Güzeldi taşıdığı dertler yetmiyormuş
Gibi bir de bizim buluşmamıza şahit
Oluyorlardı sesleri romantizim
Tadında sandalyeler ıssız yerdeydi
Evet kolonlar yokluğumuza hasret şimdi
Gözyaşlarıma ağlıyorlar çürüyorlar
En sağlam zeminde sel tufan da
Görmüyorlar kolonlar ağlıyor yazılan
Her sözcükte her mısrada duvardaki
Kalem de kolonlar ağlıyor dile
Gele bilseler keşke güzelliğin dillere destan
Beton parçalar sanat eseri gibi suskun
Kibirle bana bakıyor yokluğumuz da
Alışmayı içiyorlar hakkımız var mı
Cansız da olsa zulüm yaşatmaya
Hakkımız yok kolonlar ağlıyor kolonlar
Gülmüyor geçen sabah yine ziyarete
Gittim o ıssız yerin dibine evet yoksun
Şimdi yerinde yeller esiyor yoksun işte
Ne yapayım durup durup ağladım
Yokluğun bu kadar ağır mı yoksun işte
Yoksa ben mi varlığında sürünüyorum
Tek bildiğim kolonlar ağlıyor senin
Yokluğun da kolonlar dile geliyor her
Dokunuşun da kolonlar dile geliyor
Her susuşunda kolonlar (ahhh)kolonlar
Kolonlar ağlıyor gece gündüz demeden
Benim gibi ayrı gibi sevda çeker
Gibi diyarı olmayan kuru toprak gibi
Kolonlar ağlıyor
İbrahim KANDAMAR
20.01.2007
5.0
67% (2)
1.0
33% (1)