0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1233
Okunma

DAĞLARDA SONBAHARDI
Vargit çiçekleri ile açan
Sonbahar ölümsüzleri vardı
Çiğdem, nergis, siklamen
Eflatun, sarı, pembe
Bir de sen ve ben
Yalnızca ikimiz vardık
Güz yağmuru sonrası
Düşlerimizi gökkuşağına
Sevdayla yedi renkten sardık...
Asma bahçelerinde üzüm
Dalında çatlayan nar
Tam önünden geçerken
Horozdan bezgin
Aşka saygı duyan tavuklar
Tek ayak üstünde durdular;
Anlatılması zor
Bunlar tarifsiz duygular...
Yenmeye yüz tutmuş
Dallarda beyaz mersin
Vakit var daha biraz
Bekleyelim ersin;
Belki aradığını bulur
Sen de muradına erer
Beyaz gelinlik giyersin!
Parmak, izine bırakır
Sıcaklığını yüreğinin,
Göz, okuyla
Gönülden okunuşuna,
Biri kurban olabilir
Sen farkında olmadan
Cana yakın sıcaklığın
Elinin eline dokunuşuna...
Efsanelerden sözediyorsun
Dağlardan göllere
Göllerden çöllere
Dalga dalga
Nergis kokulu saçların mis!...
’’İki gönül bir olunca
Samanlık seyran olur’’ ya hani;
İçimde bir tuhaflık,
Garip bir his,
Hani sanki
Babil’in Asma Bahçeleri’ndeyiz,
Ben kral oluyorum
Sen Asur Kraliçesi Semiramis!..
Şaban AKTAŞ
07.10.2017 -11.17
Fotoğraflar: Şaban AKTAŞ
KÜLBASTI
Koklamaya doyamazsın
Beyaz zambak, iğde çiçeği
Isparta gülleri
Nergis, sümbül, akşam sefası
Başdöndüren, esritici
Bayılanı ayıltan
Turunç çiçeği, limon kolonyası;
Sendedir kokuların en hası!
Doyumsuz tatlar vardır
Anelerin pişirdiği, baklava börek
Katmer, pasta, çörek
Etlilerden en lezzetliler
Etliekmek, bonfile, biftek
Kuzu pirzola, tandır,
Doymadım sana dersem
"Açgözlüsün!" de, beni utandır!
Açgözlü mü, açık sözlü müyüm
Aklım ermedi bir türlü;
Ne ateşe doydum ne küle
Külbastı bedenim, gül diye diye!..
Şaban AKTAŞ
07.10.2017 - 20. 07
AŞURE - 2
Bugün de bizimkilerde
Kayınvalidede aşure yapıldı,
Malzemelerimiz
Nar tanesi, kayısı kurusu
Kuru üzüm, kuru incir
Aşurelik buğday,
Kuru fasulye, nohut
Susam, pirinç, bulgur,
Tarçın, bahar
Portakal kabuğu,
Badem içi, fındık
Hindistancevizi
Kavrulmuş yer fıstığı
Güveriçi, Antepfıstığı,
Süt ve toz şeker,
Akla gelen her şey
Mutfakta ne var ise
Bakla bile konur,
Aşure dediğin budur
Dağıtılır evden eve
Konu komşu konuk olur
Bolluğu bekeketi
Bin yıllık adeti, geleneği
Kültürü Anadolu’nun
Yapanın eline sağlık
Yiyenin ağzına, diline
Ölmüşlerin ruhuna varsın,
Afiyetle şifa olsun bedenime...
Şaban AKTAŞ
06. 10.2017 19.17
GÜLLÜ YASTIK GÜLLÜ ÇORAP
Çorapları eşlemeli
Beraberlik düşlemeli
Ayakların yan basıp da
Sarhoş olup düşmemeli?!
( Çorapları ter giyip de
Yârden ayrı düşmemeli!)
Yürü güzel benle yürü
Yanağında benle yürü
Gel beninden bir öpeyim
Gül yanağın pembe yürü!
Çorabı tele kim asar
Gitme, beni dertler basar
Ayağın geri mi kasar
Seven kâlbe küsmemeli?!
Yürü güzel benle yürü
Yanağında benle yürü
Gel beninden bir öpeyim
Gül yanağın pembe yürü!
Beni bırakır gidersen
Halim kalmaz aklım sersem
Yoluna halı mı sersem
N’eylemeli n’işlemeli?!
Yürü güzel benle yürü
Yanağında benle yürü
Gel beninden bir öpeyim
Gül yanağın pembe yürü!
Güllü yastık güllü çorap
Bu ne güzelliktir ya Rab
Sensiz deli gönül harap
Yalnız şarap içmemeli!
Yürü güzel benle yürü
Yanağında benle yürü
Gel beninden bir öpeyim
Gül yanağın pembe yürü!
Şaban AKTAŞ
06.10.2017 - 12.38
(Tarafımca bestelenmiştir)
KENT HAVALARI
Yaşadığım kentin havası
Sonbaharda geceleyin
Daha temiz gündüze kıyasla
Sabah erkenden güneşle
Yola çık anlarsın!
Otomobiller park halinde
Bütün gece uyuyorlar
Çünkü kullanıcılar uykuda
Ne gürültü, ne bacada duman
Ne de egsozdan çıkan gaz
Hava daha temiz,
Kirliliği yüksek oranda az!
Güneş yükseldikçe
Kentin havası da değişir
Sonbahar, Kış’a benzemez
Sobalarda kömür
Henüz yakılmıyor daha
Kış gelsin hele bir
Çıkabilirsen çık sokağa!
Adımını atıp kapıdan
Çıkar çıkmaz
Soluduğun kirli hava
Yakmaya başlar genzini
İs duman;
Bazı binalarda
Kalorifer, doğal gaz, fuil oil
Bazılarında soba,
Nereye gidecek
Bu kadar otomobil
Doğalgazı, dizeli, benzini?!
Eskiden küçüktü bu kent
Cennet mi cennet
Dört mevsim bahardı,
Mis gibi havası vardı
Doğduğumdan bu yana
Yüz kat büyüdü Antalya
Nüfus fazla kalabalık
Hepimizin başına dert!
Gel gör ki yaşam güzel; neylersin
Sabah erken çıkıp yola
Yürümeli, yürümeli, yürümelisin!
Diyeceksin bu ne iştir
Hoş değil çizdiğin resim
Ne yapacaksın
İnsanlar da kentler gibi
Değişir mevsim mevsim...
Şaban AKTAŞ
06.10.2017 - 09.45
KAN PORTAKALI
Evde kapanıp kalma
Temiz havalarda çık dışarı
Yürü yürüyebildiğin kadar
Hafta sonu dağlarda
Yüksek rakımlı yaylalarda
Ormanın temiz havası
Suyu billur pınarların
Herkesin canına can katar...
Dene istersen
Günlerce kapalı kal,
Sanki evde değil
Kapalı koğuştasın
Al eline aynayı
Yüzünü incele;
İyiden iyiye
Dikkatlice bak;
Havasız kalınca
Günden güne kararıp
Solgun çiçeklerce
Ayva gibi sararırsın!
Bir de temiz havalarda
Her gün sokağa çık
Sabah serinliğinde
Yürü parklarda biraz
Yaşına uygun spor yap
Bir daha bak;
Eline ayağına can
Ruhuna heyecan gelir
Yüzüne baksan
Kan portakalı sanırsın!..
Şaban AKTAŞ
06.10.2017 - 10.35