1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1467
Okunma
gök yedi kat yalnızlık
gecenin ertesinde leylak kokusu
yazgımdaki suni maskeleri yırttım attım
sana benzeyen kentler aradım
anlatılması imkansız sözcüklerle el değmemiş suskunluklar
tutkular tutsak tutkular ateşli tutkular dizginlenmemiş arzumdu
bir sufi hüznüyle çıkardık şataraban iklimlerden
içimizde hapsedilmiş yırtıcı bir kuştu tutku
kor demir sertleşti zaman varlık dünyasına uyuşmaz
yok ediyor bizi bu müzmin duyarlılık
şairlik tacını başına takıp gitme ne olur
müzikal alacakaranlıklardayız nereye ulaşsak
gök yedi kat yalnızlık
ayaklarının ucuna kadar toprağa aitsin
fırtına kuşlarının geceyi bölen çığlığına
berrak ışıklar altında kitaplar devirdim
ilkbahar yağmurlarıyla yıkadım bilgelere ait olan bedenini
kutsal köşelerde hançerlendi düşüm
haberisizdim yaklaşan kaderimden
şimdilerde amaçsızım
yaşanmamış günlerin takvimlerini koparıyorum birer birer
sahnede en güçlü trajedisini oynuyor hayat
odiuslardan ilyadalardan oluşan gövdende büüyüyor o muazzam kavgalar
yanardağın ölümcül derinliklerinden sızan lav
biliyorum patlatacak bir gün içimdeki tutsaklığı
seni masal tiyatrolarında bulmanın ümidiyle
dolaşacağım yine bu kenti
karmaşık duygular üzerine şiirler yazacağım
ah masalsever yanım
metal gibi soğuk mevsimlerdeyim
mavi kısık alevlerde anlıyorum kaybettiğimi
şimdilerde amaçsızım
her şeyi şansa bıraktım
gece şarkılarında aksak bir ritm
tehlikeli yaşadık nicedir
çiçeksiz renksiz ahenksiz
aşk türküleri gücenik
uzun göçebelik yıllarında harmani hüzün
ah sevgili cılız endamında aynı yoksulluk
nereye dönsen
tutkulu çarpışmalar
geniş kafeslerde yaşamak yük yığını
mitosa dönüşecek düşler arıyorsun
sonsuza kadar berrak ufka yol alan gemiler
akşam alacası çıkılan tutkulu yollarda ruhunun iklimini arıyorsun
ıslıkla söylenebilecek şarkıların varsa hemen söyle sevgilim
dönerim belki uzun süredir baktığım uçurumlardan
gök yedi kat yalnızlık
kuşların kehanet kanatlarında bitmeyen bir çığlık
Ömriye KARATAŞ
5.0
100% (1)