Bu dünyanın hali nasıl diyene
Garip dedi Neşet Ertaş ustamız
Nedir türkündeki usul diyene
Garip dedi Neşet Ertaş ustamız

Doyulurmu dedi tatlı dillere
Her cana seslendi tüm gönüllere
Gül aşkına nar olan bülbüllere
Garip dedi Neşet Ertaş ustamız

Tatlı dilli güler yüzlü yar oldu
Yar aşkından koca dünya dar oldu
Leylanın aşkından yandı nar oldu
Garip dedi Neşet Ertaş ustamız

Almanyaya gitti gurbetlik çekti
Sılanın hasreti boynunu büktü
Bütün dertlerini sazına döktü
Garip dedi Neşet Ertaş ustamız

Muharrem ustaydı onun babası
Hem babası idi hemde hocası
Aydost diye dile geldi acısı
Garip dedi Neşet Ertaş ustamız

Bir türkü deryası türküçağlardı
Tellere vurunca perde ağlardı
Her sözünde gönül öne çıkardı
Garip dedi Neşet Ertaş ustamız

Gönül geçmeyen türküsü yoktu
Gönül onun için kutsaldı haktı
Mahlasında adı soyadı yoktu
Garip dedi Neşet Ertaş ustamız

Yirmibeş eylül günü yumdu gözünü
Gönül aynasında gördü yüzünü
Yutkundu söyledi en son sözünü
Garip dedi Neşet Ertaş ustamız

Kırşehir kırtıllar abdallar yeri
Bozlaklarla dile gelmiş dertleri
Dinleyince aşkı yaktı Ziveri
Garip dedi Neşet Ertaş ustamız

Ziver Hacıoğlu