en güzeli
en güzel tarafından
bigüzeel sevilmekti


sen,
en güzeliydin sevenler içinde
ve yukarıda da belirttiğim gibi
bigüzel sevdin bigüzel sevdin ki
sevdin gittin
pardon pardon
sorma gitsin diyecektim

..

kimi aşklar
öznesiyle birleştirirken fiilini
çekime uğrayan belirtisiz nesnelerin
cümleyi devirmek pahasına
belirmek için ulu orta
iğfal ettiği tüm imlayı
kılavuzuna bakmadan
ve aldırış etmeden nesnelliğinden
manipüle eder
subjektif acı kılıklı ajanlarca..


olay mahallindeki tek delil
mahallin bizzat kendisidir


çünkü şu sokak
şu yaya köprüsü
aha şu karşıda yanıp sönmekten başı dönen üç renkli trafik lambası
elinin değdiği asansör düğmesi
ve öpüştüğümüz alt geçitten tesadüfen geçen belediye çöpçüsü
hepsi olay mahallinden hallice tanıklarıdır geçmişin izini sürerken şimdiye..


ellerimiz kenetlenircesine tutuştuğunda
kilitlenircesine susardı dilimiz


hep bu anın hayret edilesi durağanlığına hayret etmişimdir
hayreti etmişken bidaha etmenin ne manası var dedim şimdi
bu , bu şiirin sırasına dahil edilemez tabi
ama neyse canım istedi

konuya dön fr...

insan müsebbip arıyor
bilhassa zamanı geriye saramadığında
düzeltmenin imkansız olduğu kutsal bir silgi arayışında
belki bu yüzdendir her günaha keçi oluşun


çünkü olay mahallinde bir sen yoktun
ve bu yokluğun yol olduğu boşlukta
yürürken bir başıma
kendi izlerim ile yüz yüze gelip
o börekçinin camekanından yansıyan
iki kişiden
bir ben kalmıştı
bir de bana benzeyen bir beden..


ne kadar da yabancıydım kendime
yürüdügümüz kaldırımın karo taşları değişmiş
e tabi kaç seçim geçti üstünden
belediyeler oy için evvela yeni işler yapmak yerine yapılmış işi değişiyorlar
ki.. gözler doysun
sonra o gözler oy olup
torbaya dolsun..


camekan aynı olsa da
börekçi çiğköfteci sait olmuş
ama ışıklar hala aynı renk sevgilim
ve o günkü gibi yeşilin yanmasını bekledim

çok dağılmadan toplamaya çalışayım..

en güzeli
en güzel tarafından
güzelce sevilmekti

başka işin gücün yokmuş gibi


sevdin bitti..