Ey gönül gamın sanki bu âlemi yakmaktadır
Sil gözyaşlarını cümle âlem sana bakmaktadır

Bir tatlı aştır ki az hasretle sana koşmaktadır
O yâr kaşını eğdi diye saki dünyan yıkılmaktadır

Nedir o gönlünde akan kanlar gamın seni yıkmaktadır
Bak gör o yâr pişmanlıkla sana doğru koşmaktadır

Sanma senden başka gam ile başka yaşayan yoktur
Senin gibi binlerce âşık bu âlemde aynısını yaşamaktadır

Ey gönül sanki ant içtin bir daha yâri görmemek için
Bırak artık gururu o yâr sana biraz naz yapmaktadır

Ey gönül o yârin filizlenen nazı aşkı büyütmektedir
Senin gayen o nazı alıp kabul etmen gönülde aşkı yaşatmandır

Ey gönül yolun olsa da firaz vazgeçme sakın yârden gayret et biraz
Her mevsim kışı yaşasan da o yâri bırakma dışarıda soldurmasın ayaz

O gam kederi alma üzerine seni o nazlı yâre ulaştırmaz
Az biraz becerikli ol o yârin nazını çek ol biraz sende hokkabaz

Kulu Yüce Allah’a yaklaştıran günde kıldığı beş vakit o nur namaz
Nazlı yârden ayrı kaldınsa var namazda Yüce Allah’a et biraz niyaz

Usandırdın candan o nazlı yâri her gün istedin pilavla piyaz
O nedenle o nazlı yârin dilinde çıktı elbette isyanı avaz avaz

Yıkma sakın gönlü yıkıldı mı yapacak ustası yok anla biraz
Kuru bir selam o gönlü onarmaz sana yolu görünür sanma hicaz

Âşık Gülveren’îm bil ki harsız bu gönül bir an olsun canlanmaz
Aşk ile candan seven âşığa da bilirsin Bağdat ili zinhar sorulmaz
Âşık Gülveren
Firaz: Yokuş, çıkış