0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1243
Okunma

Bahar rüzgarı çiçeğin dalından öğdül götürüyordu
Rüzgar öğdülü nergisin avucuna pay olarak koydu
Nergis açtı yaprakların bilinmeyen bir zamana
Bir kafes vardı sarayın alt odasında
Ne bağdaki yeşillikten
Ne dağdaki fidandan
Haberi vardı
Dışarda çekirgeler
Yeşil bostana dadanmıştı
Gökten gam-keder yağmaktaydı
Kafes içinde bir Şehzade!..
Adı Birinci Abdülhamit Han..
Görünmez olmasını ister yüce Hakan
Çavuş aşı uzatılır önüne uzunca bir zaman
Çavuş aşı denilen şey;
Nohut,mercimek,buğday ile bir kaynatılan
Ve Şehzadeye üç öğün sunulan..
Zaman zaman yanağını tırmalıyor hırsından
Kuşların böğrünü yırtıcı bir sesle
Ciğergahı ötüyor zaman zaman
Gümüş balığa benzeyen başparmağı hep ağzında
Kalan dokuz parmak sanki hep ayakta
Zaman zaman küçük bir seyiş;
Peri yüzlü kızlar ardından şakıyıp duran
O yeni tüylenmiş dudaklardan
Aldığı buseyle kafeste günlerce oyalanan
O anılardan bir hatıraydı
Adı Ahretlik Sultan
Zaman içinde öğdül olarak
Yadigar kalan..
Osmanlı Sarayı’nın gizemli kadını
Esir pazarından payitahta;
O da bir öğdüldü aslında..
Seyiş:güzel sesli kuş/öğdül:armağan
5.0
100% (1)