Genç...
Adam yorgundu
Etrafına
bakındı ve sonra durdu
Halini arz etmeye
mecbur olan bir umuttu

Fersiz gözler,
mecalsiz nefesler, bitap
hali için sorundu

Onu
uzaktan temaşa eden
yaşlı adam
sessizce omuzuna dokundu
Genç irkilerek
yaşlı adamın sualinden korktu,

Yaşlı adam
tasalanma, gam etme, yeter ki
umuttan geçme diyerek
hicran ile refik olan sinesine
süruru nezaketle bıraktı

Yaşlı adam
ilerlemiş yaşına rağmen
umut, sabır, metanet, azim doluydu,
yılgınlık ve vehim aklın, azmin,
iradenin, kalbin sığınağı olamazdı

Akıp...
Gider zaman Umut
ihlasa muhtaçtır her an
Kalbin ne kadar yanarsa
yansın razı mıdır vicdan

Her arzu
umut olmadıkça,
hak ve hakikatle yol
almayınca ne yapsın iz’an

Han duvarları,
ağaç urbaları,
kale surları, şadırvan
sığınakları nasıl anlatıyor
ve yaşatıyor derin hicran

Suskun...
Melal sır olur,
kelam hikmete kavuşur,
hal hicrana vurgundur,
umut, arzu ancak hüzünle yol alır,

hissiyat dağların
suskun derinliğinde
çağlayan ümit zindeliğin dedir,
kalp dimağın enginliğinde hakikat
vecdin dedir, o an gözle buğuludur..

Diyar...
Diyar gezersin
Hüznün rıhtımında sabırla
Sahranın sineye hicran
zerk eden
düşüncelerle refiksin

Tarikin olan, en az
seni senin kadar tanıyan
dostunla umut içindesin
Tebessümünde dahi
ayan olan hüznü gizlersin,
çile ve cefayı
sabırla, ecirle geçersin

Çünkü sen
kalbinde, zihninde inkılaplar
yaşayan istikbalsin,
Mübelliğ olan
Hanif ve münevver kimsesin

Hak...
Sevdası başkadır
Nefsi hevadan arınmak şarttır
Millet ve devlete
hizmet etmek kul için ihlastır

Hak rızasından
başka niyeti olan zavallıdır
Fani olan ve varlığını
hak rızasına adayan öteye
meftun olduğu için sadıktır

Mustafa Cilasun