6
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
1340
Okunma
bir hayalin içinde,
ayazlı bir güz günü
yarım yüzyıl öncesi
asık yüzlü, elleri titrek;
sisli dağların başı, saçları kırçıl kocakarı topuzu:
ve tel çervesinden bakıyor güneşin gözleri.
çelimsiz bir ihtiyar, kâh yeni dünyaya gelmiş bir bebek
sözümona: güler yüzlü.
kimi ağlar, kimi güler bir serüven
kapının eşiğinde yıllanan acılar
elinin tersinde güneş
ve o geçen yaz.
yasa tesirli hayal kırıklıkları, iniltiler
ve hatta bastırınca o soğuk güneş
kalırsınız bi çare kendinizi anlatmakta.
aylardan kasımdır üşütür gülüşü:
hayatın en dik yamacında.
üstelik! tirenler geçiyordur gözlerinizden
bütün bir sonbahar yalnızlık çölünde.
ah! o günü- geceye çeviren yarasalar
o iç çekmeler, iniltiler
kendini yoktan var etmeye
ve o aklın kedere sürüklendiği zaman
buharlarıyla yükselen bir duman
acı bir gülümsemedir yalnızca.
gözyaşlarıyla beslenen bir deniz bıraktı ardında
yetimi, öksüzü kimsesiz bir ihtiyar
göşyaşları duvarlarına kara bir yazgı asılan yasalar.
zavallı bir kukla, yürüyen bir gölge
hayatın efendisi, sandığın taa kendisi:
boyun kırıp gideceksiniz
duyulmuyacak sesiniz
kuru gürültülere, deli saçmalıklarına karışacak
o özgür çığlıklarınız.
göklerden süzülen yağmurlar
düştüğü yere iner.
bir yangın ortasında başının kulübesi;
taze umut yaprakları
bir gecede yıkılıp çöken yasaların çatısı:
ah! o renkli çiçekleri solduran mevsim
ah! o ahenkle rankseden kelebekli mavi anılar
hapseder yorgunlukları yıkayan suyu
anılar içinde, irem bahçesinde
müjdelesin özgür kuşlar
o doyumsuz sonsuzu, yansın rehin geceler...
Nurten Ak Aygen
23/07/2017
5.0
100% (16)