aşka akşam çökünce, gecenin demi konur
ağzıma kadar dolu şu iki kapılı han
tadına varsam heyhat, acı çiğdemi konur
derinlerden sathıma, çıkıyor ma’mafih an
.
deryaları nefsimden ayıran incecik zar
sonu malum bir kumar, daim gelen hepyek zar
.
zamanını çalar kalp, o an içinde atar
benim için atarken canan için de atar
heyhat ölür bu benlik canan içinde atar
göğsüm dehrin potası söylenilmez bir nihan
.
yudum yudum ağlıyor buruk yüreğim bizar
deymeden daha kurşun dökmüş yatıyor nazar
.
kuru mecrasında aşk dibine su dök ölür
çekilmeye ol yarem, kavlatılır sökülür
damla damla kan değil oluk oluk dökülür
yatağını değişse, coşsa söndürmez ceyhan
.
yudumlarım kaynayan kazanlardan intizar
yaratılış ötesi çırılçıplak bariz ar

eğer kabzeylemezsen elde bir garip kalır
vurulmaya bir avcı, yoksa muzdarip kalır
tan yerinden baktı mı, maşrıktan mağrip salır
karart şu gözlerini, sual dinlemez burhan
.
teahhüt etsem aşkı, bile zor gelir mahzar
namında acıların yar vardır azar azar
.
sevabım kurban, eza; bıçak gibi kesildi
güzel uğruna menam adak oldu kesildi
nagehan başımıza bir sultana kesildi
biletimizi kesen, say allameicihan
.
toprak altının değil ateşlerde bu ihzar
soluğunda sıcaklık sanki manaya mezar

bir çift sözüm var benim habil ile kabile
kıyılır mı bir cana ol narı bile bile
olasım gelir yare zevki kamber abile
kabe olsam ruhuna ışka yahşihan gelir
hakkından şu dünyanın zorlu imtihan gelir
.
ölmemek için çaba satar kurulan pazar
yoksulun varlığı mı sarfolmaya istihzar




.