0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1935
Okunma

Söylenecek çok şey varken
Bazen susmak yahut
Çekip gitmek her şeydir.
İşte; sessizce ayrılıyor limandan gemi
Susturamadım bir türlü
İçime attım kendimi
Sakin bildiğim yüreğim, nedendir
Sahile vuran dalgalar gibi öfkeli.
Oysa ne çok sevmiştim seni
Nazımın şiirleri(ndeki) gibi…
Kaç gece yatağımda sessizce düşündüm
Biriktirdiğim anılarımı,
Beklentisiz
Avuçlarımdan boşalıyordu ıslak bir ter
Gözlerimde buğulu bir nem
Bu sevda, bu uzaktan kumanda,
Bu ürperti
Neyleyim” kader”
Ve her aşk son bir kez sarılmayı hak eder
Vedanın busesi yapışkın ıslak dudaklarda
Lakin
Nefs muhasebesi
Uhut
İçimdeki aynanın aksi
Kâinata sunulan ölümsüzlük şerbeti
Yol
Peygamber
Masum bebeler gibi uyutmak istedim yüreğimi
Ama ben günahsız bir gemi değilim
Yüklendim nem varsa
Ayrılıyorum bu limandan
Sessiz ve vedasız
Kendi içime yolculuğum
Bilmem kaçıncı kez son kararımdı
Sade ve tek başıma
İncitmeden suları
Yormadan baharı
Yarıldım Kızıldeniz gibi
Tam ortadan ikiye ben.
Kaptırdım hafif bir rüzgâra ciğerleri dolduran
Nasıl bir sevda masalına düştük?
Yürekten vuran
Umarım ki, dağılır sisler, bir gün
Aralanır, karanlık perde
Belki tarifi de yok, bu sevdanın
Hele telafisi de yok, hiçbir yerde
Severdim derdin belalısını zannımca evvel
Artık gömlekler yırtılmasın arkadan
Gömdüm bu sevdayı yüreğime, şimdi değil
Gönül,
Kayan yıldızlar gibi, bir gün
Eğer düşersek birbirimizin aklına
Eylülde, hüzünle kaplanmış
5.mevsimde gel…
.....
yusuf erdoğan
5.0
100% (1)