4
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
1104
Okunma
küllerimiz üzerinde eS’tim dün gece
rüzgara bürünen bir ateşin
dumansız
soğuk aleviydim
ben seni hep
Zeynebi sever gibi sevdim..
dilimde
di li geçmiş masaldan kalma düşler
dudaklarımda
yarım bırakılmış arzu
avuçlarımda terleyen dualar
kalbim..
ah kalbim, diye ses ettiğim kalbin
geldi aklıma şimdi
ne güzel gülerdin yüzüme öyle deyince
gözlerindeki yeşilden
huzur yudumlamak gibiydi
inanmak gibiydi aşka
ve kendimi
sahici bir tahtın bahtını sürmek gibiydi.. kalbindeki sarayda
şimdi,
hiç bir avuntunun
yetmeyeceğini bile bile
aynı ton olmasa bile..gözlerinin rengiyle
adındaki iki heceyi telaffuz etsin diye dil
atsın diye her şeye rağmen kalbim
zorunda olduğum yaşamak kaygısı içinde
bir sırrı bölüşmek için sana benzeyen kadınlar içinde..seçime tabi kıldığım gölgemle
sevilmeye alıştırdığın şu adam
sahip çıkılsın diye yalnızlık
edepsiz arzular dinsin
uslansın diye şehvetim
bir kızılın iki dudağı arasından sızıp
çekilsin diye günahım
senin cehennem
benim.. cennet diyeceğim siyahi dehlizlerin içinde
girdabında
yana yana
döne döne
boğmak istiyorum kendimi
bilirsin,,
yeniden doğmak için
ölmenin son değil
ilk çare olduğunu..
ve her yeni çare
devası kendinde saklı çaresizlikten doğduğunu..
sus şimdi
saat on ikiye geldiğinde
bu gece
kaldır başını göğe
bir yıldız tut
sonra bir sayı
tek rakam
adımdaki üç harfe
üç dilek peşinden
sonra üç zaman çal
ama hiç biri
ocağını yakan bir aralık sonu olmasın
bizim gibi..