14
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
1372
Okunma

İlk gün, yaşım sıfır bir;
Dediler: “içeri gir!”
Girdim, koca bir âlem;
Neşe, hasret ve elem!
Yaşım oldu sıfır beş;
Tuttu elimden kardeş!
Gökyüzünü dolaştık;
Yıldızla tokalaştık!
Yaşım oldu on iki;
Adam olurum belki!
“Büyürsen ne olursun”;
Soranlar sora dursun!
Yaşım oldu on altı;
Güzelin kalbi katı!
Baktıkça yüz çevirdi;
Umudumu devirdi!
Yaşım oldu yirmi’ki;
Nefsim, doymazın teki!
Gözünü hırs bürüdü;
Yürüdükçe yürüdü!
Yaşım oldu yirmi üç;
Diyorum ki; “bende güç!”
Üstüm pek şık, karnım tok;
Benden çalımlısı yok!
Yaşım oldu otuz beş;
Annem, babam, dost ve eş.
Hepsi benle, yanımda;
Ateş kaynar kanımda!
Yaşım oldu kırk altı;
Felek, çember daralttı!
Aşkla nefes nefese;
Girdik bir dar kafese!
Yaşım oldu elli beş;
Yıllar görünür kalleş!
Gençliğimi çaldılar;
Hüzünlere saldılar!
Yaşım oldu altmış bir;
Sesler, uzaktan gelir!
Uzaklaştım mı sesten;
Hayat denen hevesten!
Yaşım oldu yetmiş beş;
Ruhumu sardı ateş!
Başımdaki bu aklar;
Geçen bir ömrü saklar!
Yaşım sekseni aştı;
Buna aklım da şaştı!
Yıllar ne çabuk geçmiş;
Ömür, koca bir hiçmiş!
Yaşım oldu doksan dört;
Dedim; “hanım camı ört!”
Şu esen rüzgâr nedir?
Dedi; “bu son nefestir!”
Tekrar ilk güne döndüm;
Eyvah! gerçekten öldüm!
Bu ne? kimin bu mezar?
Burda sonsuzluk yazar!
Mahmut KILIÇOĞLU
5.0
100% (12)