kalbin yakın
bedenin uzakta
ve ne yazık ki mesafeler metre cinsinden ölçülüyor bu zamanda..

metal kanatları saymazsak tabii :)

tamam.. ciddiyetten uzaklaşmamaya gayret edeceğim söz..

az önce ikimizi hayal ettim
bir ağacın altındaydık yine
ama ne ağacı olduğunu düşünmedim
gölgesindeyiz ve malum.. ikindi vakti


başını omzum ile boynum arasındaki kavise yaslamışsın
rüzgar saçlarını tel tel peşkeş çekiyor yüzüme
gözlerinde huzur
yanaklarında mutluluk uçurumlu iki gamze


seni izlerken dokunmak gibisi yok
gözlerin kapalıyken hele
yüzünde beliren tebessümün adresi olmak tarif edilir gibi değil


artık aşkın kapsama alanındayız
aradığım kalbe
kalbim kadar yakınım
ve dahası
seni düşündüğüm zamanlardaki yokluğunda
sinyal sesinden sonra mesaj bırakmak zorunda kaldığım bir hafızaya muhtaç değilim


düşünsene kadın
beraberiz artık
iki boyuttan level atlamak gibi üçüncü boyuta


ellerini alınca ellerime
parmaklarını tek tek sayar gibi seviyorum
birden ona kadar
sonra bileklerinden taa omuzlarına
hani bana hani bana demiş oyununu oynadığıma
bakma
maksadım oyun içinde başka oyunlar kurgulamak.. çaktırma


kalk hadi kalk
çekirge peşine düş
ya da bir kelebeğin hantal uçuşuna
tutuşsun eteklerin
peşindeyim
saklan şu ağacın arkasına
eski filmlerdeki gibi
yakalan bana sonunda
sonra yuvarlanalım kırlarda
sarmaş dolaş
durunca
nefes nefese
kısa bir bakışın hınzırlığında
saçlarında kırık otlar
yanaklarına değen bir papatyanın şahitliğinde
öpeyim seni
burnunla dudakların arasından

..

kuşlar
gidin hadi
ya da
kapayın gözlerinizi..