3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
917
Okunma

Kırılmış zamanın fay hattında,
Önce ellerin vardı kurşundan ağır.
Uzaklarda çöl rüzgarları
pusulu, dumanlı, utangaç, sağır…
Öfkemin zirvesindeydi ihanet
İşte tam nefsimin darağacında
Cellatlarımdan önce geldi bahar
Bir fısltı cılızca: “Bekle daha da var!”
Duvarlar, duvarlar beni boğar.
Umursamadı, görmezden geldi sağ yanım
Yılkının yelelerinden sağdım rüzgarlarını
Sonra bir umut, güz yağmurlarında;
Sırılsıklam, arsızca, çocukça ıslandım
Erliğe sığmaz bilirim korkumdan arındım.
Tutarsam ellerini çekerim sandım.
Sahte, soluk, siyah beyaz, ateş gibi yazlardan
Kullanılmış, artık sevdalara kandım
Kasımın yirmi altısında yenden yandım
Yeniden Harut’un rolünü çaldım
Doğduğum günde yenden öldüm
Toprağa düşen ilk kandım
Sahipsiz gömülen ilk insandım.