1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
948
Okunma
bir acı tren gibi, sabahın şafagında,
sızlayarak yol aldık.çaresiz o yollarda.
bakışında çarenin tükenmiş ışıkları,
yanıp.yanıp. sönerken. aniden hep söndüler.
bendeki duvarları yıkarak ta gittiler,
son defa baka aldım o musalla taşına,
son defa dokundun pembe soguk yüzüne,
aldılar seni benden, soguk hamam tasına,
sen orada yıkanırken, her kes burada dondu,
bende olan duvarlar seninle orada dondu
yıllar öncesi gibi yeniden yıkanmışsın,
yıllar öncesi gibi gelinlik giyinmişsin
ilk defa geliş gibi son defa ki gidişin
eller üstünde giderken,ellerim orada dondu.
kırk yıl sonra ellerim, ellerini ararken,
ellerimi birakıp, o sessizce gidişin
baktırırken arkadan binlerce yaşlı gözü,
bende olanlar hayalin gözlerimde hep dondu.
kırk yıl sonra ilk defa geçti bir yıl sensizce,
koca bin yılı ben yaşadım hep sensizce,
bazen yandı yüreğim, bazen gözlerim doldu,
sensiz gecen yılların acıları bedenimde iz oldu.