3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1030
Okunma
-istasyon-
istasyon soğuk ve puslu bugün
sabah yeni doğmuş
yataklardan uyanan her keskin gözde güneşi gördüm
kalabalık içine sinmiş boş bakışlarda saklı duygular
içimde tuhaf bir boşluk var
kararmış ansızın istasyon
ben köşebaşında beklerken anladım
saat durmazmış
ufka bakan keskin gözler yataklarına dönerken de ordaydım
ellerim cebimde yaslanmışım bu istasyonun paslı tellerine
bir loş sokak lambası altı fikir alış verişi
aklımın derinlerinde sen mi varsın?
yoksa bu durakta bekleyen ben mi?
umut durakları geçti gözümün önünden
hemde bu trene hiç binmeden
öldüğümü anladığımda umutlarımı cebimde buldum
ruhum bedenden ayrılırken istasyonda bekleyen bi ben buldum
kimdi arayan?
kimdi beklerken içindeki korkulardan korkan?
yülseldikçe baktım
yükseldikçe anladım
istasyon puslar arasında bir bulut
bense yağmurum
benim için gözlerinden düşen yaşlar ile eşdeğerde dualar duydum
aynı bir tren sesi gibi
gözlerimi son kez yumduğumda ,bir kez daha duydum
onlar söylediler ben inanmadım
tekrar döndüm istasyona bekledim ama gelmedin
sen daha uzak bir vagondaymışsın.
Emre Yılmaz