28
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1914
Okunma

Kirpiğimle kaşım koruyor seni,
Çirkini güzeli görüyor gözüm.
İyiyi, kötüyü soruyor yine
Haddin hududunu aşıyor gözüm...
Haramı helali hep mübah bildin,
Açık bulduğun yere kayıpta güldün
Bazen şükrettin, bazen de sustun,
Beni de günahkâr eyledin gözüm…
Peçelisine baktın mayolusunu da
Ankara, İstanbul, Konyalısına
Esmeri, kumralı sarışınına da
Hepsine gönlünü bağladın gözüm…
Saçlarım gönlüme bühtan eylemiş
Kaşlarımsa, kaderine hep boyun eğmiş
Gözlerim görürken şimdi görmezmiş
Yüklemiş suçunu gönlüme gözüm…
Neşesi gitmiş, hüzün gelmiş gönlüne
Konuşan dil susmuş, gönül küsmüş haline
Kederinden susmuş, gülmemiş hiç yüzüne
Derdim dermanını arıyor gözüm…
Bazen ağlayıp bazen de gülmüş
Dertleri kederi saklamış gözüm
Ölümü düğünü birlikte görmüş
Çaresizlikten ağlamış her iki gözüm..
İhaneti görmüş, haini yermiş
Mazlumu görüp yardıma koşmuş
Zalimi görmüş haline gülmüş,
Haksızlığa boyun eğmemiş gözüm…
Fırtınada bir, bir dalları kopmuş
Ak düşmüş saçlarıma ağlıyor gözüm
Kimsesizliği, yalnızlığı hasreti görmüş
Sorma bana dokunma sen iki gözüm…
Gezip gezip güzeli, iyiyi bulmadın,
İyiye iyi bilip, kötüye kötü demedin.
Kavil kılıp birisinde kalmadın,
Gözlerin sanki kör müydü? gözüm…
Mekke Medine’yi gördü bu gözüm
Ravza-i Mutaharra’ya sürdüm yüzüm
Hamdı, pişti Allah yolunda özüm
Kâbe de yaşla doldu her iki gözüm…