21
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1360
Okunma

Aşığın dilinde söz dile gelir
Kör olan gözleri deryayı görür
Leyla’nın aşkını Mecnunlar bilir
Ferhatlar Şirin’e gönül verince…
Aşığın coşkusu, figanı ahı
Vuslatı cümbüştür, hasret günahı
Mızrabın tellere vuran feryadı
Keremi kül eder Aslı deyince…
Aşığın çektiği cananın nazı
Boranla geçer baharı, yazı
Sırlarını gizleyen vefalı sazı
Aşığa yar olur ömür boyunca…
Âşık der figanım hep sana
Kul eyledin beni kemane yaya
Ahu zar eyledi gül, papatyaya
Umulmaz dertlere düşürdün diye...
Yâre selam olur her bir kelime
Gece- gündüz tespih eder diline
Can aşkını döker kaleme
Bir suna boyluya gönül verince…
Âşık ipek mendil yollamış sevdiğine
Dertlerini dökmüş kâğıt –kaleme
Dağlar ah edip inlemiş ahu zarına
Gönül defterini yeniden açınca…
Giderken kalbimi götürdün diye
Aşkın şarabından içirdin diye
Onulmaz dertlere düşürdün diye
Vuslatı, firkate çevirdin yine…