7
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1931
Okunma

Bir mukaddes davanın neferi olmak için
Gönüllerden şahlanan küheylâna binelim…
Dört bir yanı çevrilip ağlayan için için
Kan kardeşin derdine dermanlığa inelim…
Sınır tanımaz yürek sınar da kafesini
Titretir bedenimi sarsarak zerre zerre
Sınırımda verirken soydaş son nefesini
Nefsime ar geliyor, dar geliyor bu küre.
Türkçülük bayramıymış… Nerde benim Türklüğüm?
Soydaşlarım ağlarken bayram da ne demekmiş?
Devlet olmak bu mudur, bu mu yüce erkliğim?
Bin dokuz yüz kırk dörtler demek kuru emekmiş?
İmdat diye inlerken Çin zulmünde Türkistan
Utancımdan yerleri yarıp giresim gelir.
Güneyimde Kerkük’üm sanki bana terkistan
Bir solukta Bağdat’a varıp giresim gelir.
Kıpır kıpır durmuyor damarımda akan kan
Kan kardeşim ırakta neden birlik olunmaz
Yüreğimi sarıyor her nefeste hafakan
Bölünmüşlük zilleti varken huzur solunmaz.
Bir tarafta gayret var lâkin kararlar müphem
Türklüğü yok etmeye antlı yağı emeller.
Türk oğluyum bilirim soyumdan yoktur şüphem
Millî birlikte neden, neden ayrı ameller?
Tarihten bir nebzecik ibret alınmaz sanki
Tekerrür ede ede tarih bile usandı.
Dün kanımı emenle nasıl da olduk kanki..
Akıl sanki izinde, iz’ân bundan utandı.
Millî mefkûresinden bir milim bile sapan
İflâh olmaz diyorken tarih dede bizlere..
Kapitalist dünyaya mabudu gibi tapan
Aklı evvel ekâbir, ne diyeyim sizlere?
Bir üç mayıs sabahı aklım karma karışık
Gönlüm karalar bağlar gözlerim ufuklarda
Muhacir yüreğime doğmaz mı ki bir ışık
Millî birlik hayalim asılı uzaklarda…
-muhacir bozkurt-
Mustafa KÜTÜKCÜ – DENİZLİ.
5.0
100% (12)