2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
728
Okunma

İster üniversite ile ister ebedi firak ile bizden ayrılan artik hanelerimize veya rüyalarimıza misafir yavrularımıza
Tüm vedaları gölgede bırakır gidişin
Ürkek bir yaprak gibi
Düşüyor
Kollarım yanıma.
Dolanır dilime istemsiz
Veda sözcükleri,
Yeryüzünün karları
Yağıyor dağlarıma
Donuyorum.
Kül rengi saçlarımda dolaşırken ellerin
İstanbul kadar güzel,
Lodos kadar yırtıcı ama ılık
O gözlerin.
Dalıyorum.
Sana her sarılışım,
Ellerimle avuçladığım kordur
İçimi yakıyor, közlüyor lâkin
Küllenmiyorsun.
Yanıyorum.
Ardından
Zümrüt bakışların geliyor hayalime
Yüzümü gergef sanıyor saçların
İnce ince işliyor seni bana
İbrişim olmuş kirpiklerinle.
Ah o kirpikler!
O kirpikler!
Onlar hep baş roldeler
Biliyorum.
İlmik olup dokunuyor hasret
Dilimdeki sözcüğün tezgahında.
Çaresizlik iliklerime siniyor
Günler ayları
Aylar yılları kovalıyor bir bir
peşin sıra
Eriyorum.
Ey rüyalarımın sarı buğday başağı!
Bu zamansız gidişin yakıyor yüreğimi
Cansız bir bedende savruluyorum
Tozu dumana katıyor uzaklaşırken
Ilgarlar gözlerimden...
Omuzlarında sen.
Gül teninin kokusu ruhumu sarıyor
Sen giderken
Sen hep böyle güzel mi kokuyordun
Gerçekten
Yarım kaldım
Yarım bıraktın
Beni sen.
Ölüyorum.
Ya sonra;
Her yerde seni arıyor
çelimsiz bedenimdeki
Fersiz gözlerim.
Şiirli mekanlara
Destursuz dalıyorum.
Hangi köşeye dönsem,
Sen varsın.
....
Kalıyorum.
Ülkü Kara
15 Mart 2017
5.0
100% (3)