4
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
1361
Okunma
kuşatılmış bir hiçliğin makamından geliyorum
kundaklanmış yarınlarım!
sayrı bir hayat mübadelesi benimkisi ölümle!
ne annemim boynuma taktığı cevşen
ne de kuşların yalnızlık senfonime eşlik etmesi
bulutlara yükselen ruhumu önleyemedi,
ayaklarım yerdeyken...
gök’yüzüne çektiğim telgraf,
tek kelime ve tek noktayla
asılı kadlı tellerde!
mavi.
uçsuz bucaksız tundralarda koşturdu çocukluğum
kar çiçeklerini avuçladı yumuk ellerim
bağrıma yar diye bastığım
hep yüzü olmayan bir sülietten ibaret oldu
yoruldu, yorgunluk bile kollarımda!
oysa ne çok dingindi etim ve de kemiğim...
eti kopasıca, kemiği kırılasıca k’adın!
kedilerin bile haberi yok bu defa,
patlayan trafolardan...
her yer simsiyah!
her yer sim ve ah!
sustur içindekini, sustur!
sus k’adın!
Sevtap Kaya Nurgönül
16:00/17.04.2017