1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2301
Okunma

Bir güneş gerek bu karanlığa...
Umutlar vardı bitti,
Gülücükler vardı yüzümüzde;
Üzülünce gitti.
Umut ederdik eskiden
Umut etmeyi,
Umutlar boşa ilk çıkışta unuttuk gitti!
Yeni güne başlarken,
Bir kelebek gibi tertemiz,
Birgün olduğunu uttuk ömrün,
Öylesine yaşadık bitti...
Aynalardan silindik zamanla bizler,
Yeniler geldi,
Sonra unutuldular,
Gelince onlardan da yeniler...
Bu günün dertleri kurt gibiydi aklımızda
Ve dünün kırgınlıkları vardı yarında....
Yarında vardı düşüncelerimizde,
Ama düşünmeden ölmeyi,
hep yaşarken ölümün gölgesinde,
Bin düşünceden
birini yaşasak mutluyduk...
Sorulduğunda haller,
Ağız kenarında iyi,
İçimizde depresyon kuyularındaydık...
Resimlerden önemliydi yazılar bazen
Ya da resimler yazılardan...
Sorsalar bu yaramazlık kimden
Bilen yok, diyen yok,
Kendi kendine olmuş, sormayın yok...
Aramızdaki muhabbeti kim yarttı ?
Sen mi, ben mi, o mu...
Kendimizi düşlerin içine koymaya korktuk,
Hayallerin içinde kayboluruz,
Kaybolsak birşey olmaktan korktuk...
"Hayat bir teorem,
İspatı ölümle yapılan..."
Alışkanlıklar demlenmiş aslımız giderken,
Kimsin diye sor kendine
Bulacağın cevabı beğenmesen de;
Seçmek isterken bir yol
Uğraşmazsın çok
Elinde bir bakmışsın
Son yol...
yusuf arda
sofia .08.