1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1270
Okunma

Hasan Dağı Hasan Dağı, hani aşkın masal dağı
Kül savuran başım benim, yüreğimin yanar dağı
Gün doğarken ay batardı, ay doğarken gün batardı
Aşıklar ayrı yatardı, küle döndü gönül dağı
Doruklardan gelir sesin, Göreme’m yâr neredesin
Başı duman Erciyes’in; kül savrulur yanardağı
Ne periler ne de cinler, uçar gider güvercinler
Sesinden bir masal dinler, güller açar gönül bağı
Kızılırmak kız/ıl akar, karasevda beni yakar
Karadeniz aşkla taşar, gül köpürür dalgaları
Güzelyurt’tan Melendiz’e, aşkımızdı gelen dize
Vadilerde geze geze, saf kar sular coşar çağlar
Aşk bir masal, bir efsane, anlatırım tane tane
Ateşi gülden şahane; gülü seven yanar ağlar
Sorma nedir bu hıçkırık; akar gözden ılık ılık
Lâv olur yakar ayrılık, Aktaş yaşın yaşın ağlar
Aktaş yüreğini dağlar...
Şaban AKTAŞ
29.03.2017- 10 .47
Fotoğraf: Şaban AKTAŞ
Ç/AĞLAYIŞ
Kar sularından aktım
Coşkulu sesimi
Çağlayanlara bıraktım
Gâhi bozbulanık
Gâhi billur berraktım!..
Kar türküleri söyler
Kar çiçeklerini
Kırçiçeklerini iyi tanırım
Dağların ovaların
Ve suların aşığıyım...
Suyun sesinde sevdim
Turkuvaz mavi
Mutluluğumsun benim
Baktıkça su kuşlarına
Dalar çıkarım sularına...
Şaban AKTAŞ
29.03.2017
02.48
SONSUZLUĞU SARAN AŞK SENSİZLİĞİM
Sen içimde bir var bir yok gibisin
Yokluğun kendime güvensizliğim
Kâlbi delip geçen bin ok gibisin
Benden ayrılmıyor hiç sensizliğim!
Her şeyi tümleyip bire eşlemek
O birin içinde bir gül düşlemek
Sıfır çemberinde gergef işlemek
Nakış nakış kâlpte tüm sensizliğim!
Gökteki yıldızlar bir yok bir var mı
Çiçek yaprak döker, yıldız kayar m
Gece ile gündüz aşka ayar mı
Var iken yok oluş hep sensizliğim!
Aşk bir tanımsızlık; değer katansın
Sana çarpılmışım; beni yutansın
Sana bölünmüşüm; yokluk utansın
Yokluğu var eden tek sensizliğim!
Sen hiç, sen hep, sen tüm, evrensin teksin
En küçük, en büyük gülden çiçeksin
Seni seven senden nasıl el çeksin
Sıfırın içinde yok sensizliğim!
Korkuyla yılgınlık ümide çıkar
Ümit desen sıfır; simide çıkar
Aşk maksimum sevgi limite çıkar
Bir çılgınlık işte; gör sensizliğim!
Sen değil miydin ’ O bir deli!’ diyen
Senin delin aklın seninle yiyen
Varsa senin gibi gidip dönmeyen
Gözbebeklerinde bak sensizliğim!
Sıfır gerçek ise; en büyük sayı
Gerçek değil ise al bu sevdayı
Yutuyor bu hasret güneşi ayı
Sonsuzluğu saran aşk sensizliğim!
Şaban AKTAŞ
28.03.2017
BAHAR COŞKUSU
havalar ısındı, ilkbahar geldi
cıvıl cıvıl kuşlar ile
kedilerin keyfi yerinde
biraz da yiyecek
buldular mı şurda burda
oynaşırlar köşe bucak
biribirine pençe atarlar
tırmalaşırlar yalancıktan
dişler birbirini kediler,
çiçeklenmiş dallarda
öpüşürken çifte kumrular
neşeyle cilveleşir
sevinçle ötüşür dururlar,
damardan akışı yaşamın
önce karın tokluğu,
bereketimiz bolluğumuz
aş, iş,eş; sıcak yuva
hele yoksa güneş
canlı âlem cansız kalır;
hepimiz kesin mahvoluruz!
Şaban AKTAŞ
28.03.2017
İLKYAZ GÜNEŞİ
soğuk kış günlerinde
tir tir titrerken bedeni
nasıl özler ten güneşi
çayda buğulu dem
öyle özledim seni...
sevgi gönül coşturan
gülüşe çiçek açtıran
yürek sıcaklığı
yüzünde aydınlık
dudağında nem
gözlerin ilkyaz güneşi
kanıma düşen cemre
canım, bi tanem...
ben güneş isem
sen nesin deme
sakın ola sevgini
ışığını gözlerinin
dünyamdan esirgeme
Şaban AKTAŞ
28.03.2017 - 13.17
KÖRDÜĞÜM ÜZÜMLER
Her başa gelecek bu zalim ölüm
Neden üzeyim ki garip gönlümü
Ölümden bin beter ayrılık gördüm
Yaşarken yaşattın zaten ölümü!
Bir çığlık yankısı dağlardan aşar
Uğuldaşır yel su çağlar da coşar
Hasretim toz duman bulutlar uçar
Hayâlinle yele verdim ömrümü!
Ben seni görmeden çaresiz baştım
Görür görmez sevdim aşkla dert açtım
Beklemezdim sevdin, ben geri kaçtım
Mertlik sende kalsın; ye(n)din ömrümü!
Kâlp seninle çarpıp çarmasa da bir
Yıldızlar göz kırpıp kırpmasa da bir
Gözlerin gözüme bakmasa da bir
Bilmeni isterim hep gördüğümü?!
Kim kimi daha çok sevdi acaba
Karasevda tüter benim bacada
Ayrılık acısı yok bir acıda
Çözemem ümükten bu kördüğümü!
Şaban Aktaş
26/27.03.2017
HİÇ
Tutamadım hiç elini
Yürümedik hiç kolkola
Atamadım hasretini
Düşemedik aynı yola!
Yollar gider ben giderim
Bilsen nasıl derbederim
Yalnızlık benim kaderim
Beni buldu bula bula!
Bitmek bilmeyen bir hasret
Sen beni gel öldü farzet
Beden değil bir iskelet
Düşemezsin sen bu yola!
Şaban Aktaş
26.03.2017
DÜŞSEL ESİNTİ
Düş bir düşünce esintisi
Havada bulut gibi
Geldi geldi
Yazdın yazdın
Yazmadın mı uçar gider;
Hallaçta pamuk
Lime lime, darmadağın,
An anına uymaz
Duyup gördüğünü insan
Aynısını bir daha duyamaz!..
Şaban Aktaş
26.03.2017
ANADOLU
Taşı toprağı tertemiz
Anadolu
İsa, Meryem, Artemis
Tanrılar, tanrıçalar
bakir güzellikler ülkesi
bolluk bereket yurdumuz
ne azizler
ne peygamberler doğurdu...
Sıra sıra dağlar
sığmaz öyle
kolay kolay kabına
Ona,Yüze, Bine, Onbine
Cağlar sular
derinleşen vadilerde
rüzgârla dallar uğuldaşır
çiçek çiçek
arılar bal, polen
daldan dala oğul taşır!
Yazı ayrı güzü ayrı güzel
dağı ayrı düzü ayrı güzel
çayır çimen bayıryemyeşil;
koyun ayrı kuzu ayrı güzel...
Anadolu,
her kıtadan göçen
gelip geçen
evvel ahir
kadim kavimlerin yurdu...
Akan sular durulur
çan sesi, ezan sesi
yanyana duyulur
bu topraklarda
bir dağılır
bir toplanır ordular
imparatorluklar kurulur...
Ben de geçtim Anadolu’dan
Sırat’ı geçer gibi
anaforlu tarihin
suların kıyısında
bir günlük ağacı gibi durdum
Fırat’ın kanlı suyundan
eğilip yaralı bir ceylan
su içer gibi
türkü türkü ağıtlar duydum...
Bir yanım al yeşil bağlar
bir yanım mor
dumanlı dağlar
ah çektirir Anadolu
bir gelen
bir de giden ağlar...
Şaban AKTAŞ
27.03.2017 - 12.39
TOZARAN DÜŞLER
Ay yüzlü gül güzel, saçı rüzgârı
Gönülde çağlayan tozarı tozarı
Elâ gözlerinde aşkın güneşi
Gökkuşağı düşler, yedi renk zârı
Çöllerde savrulan kum tepeleri
Kumuldan kumula sürükler beni
Çöl yılanı mıdır ince belleri
Yakıp da kül eden hasretin zârı
Hep kendi kendime isyan ederim
Yanar içten içe erir giderim
Ayrı düşmek ise yârden kaderim
Cehennemden zormuş gül intizarı?!
Şaban Aktaş
26.03.2017- 08.35
Aşk, eliyle dokunamamak, fakat düş ışığıyla dokunabilmektir!
Ş.A.