2
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
875
Okunma
saat
tam on ikiden vurunca kendini
evler, ışıklarını kısıp
geceliğini giyerdi karanlık
gürültünün yerini
uğultu alır
düş sokağı yazan tabelanın altında
aşkın iki acemi talebesi gibi buluşurduk seninle
sonrası malum
loş ışıklar altında
hayalleri uyandırıp gün uykusundan
.....
amaaan bişeyler yapardık işte
şimdi iki saat onları biir bir anlatamam
nihayetinde karanlığı maviye boyamaya gelen güneş
her gün aynı işi yapmaktan sıkılmışçasına
iş çıkartıp kendine
hayallerimizi kırpardı
ışık kırpma makinesinde
ama yine de gün boyu biriken özlemler
çoğul gebeliğe hamile bırakırdı düşleri taa akşama kadar..