Giden...
Gitti artık, gam etme
Soğuk teni görünce ürperme
Hor ve garip bakma naş’ını bekleye kefene
Neden bu kadar yabancısın, uzaksın, içinde yaşattığın ecele
Ne kadar kanarsan kan, hevese, arzuya, keyfe, aklını körelten emele
Hani seni yaratan, muhatap alan, seven, şefkatiyle kuşatan Allah’a kul olmak nerede

Fanide...
Kalan kim var
Ferhat niçin dağları kazar
Şirin midir muradına erişmek için mezar
Hak ve hakikat haşyeti, sevdası, aşkıdır en baki nazar
Kadın dediğin nedir, adamlık cinsiyetin ötesindedir, erkek olmak kadına nispet midir, yaratana kul olmak en faziletli haz, niyazdır, kulluk buna bakar

Neyzen...
Hüzzam geçit taksimi yapıyor
Neyzen Tevfik hemen aklıma geliyor
Kadim dostu Mehmet Akit, Fikret Mualla hatırlanıyor
Beş parasız Mısıra gitme azmi ve yaşadığı çaresizliği alıp götürüyor
Onun her zaman kadim dostu olan ve sanat camiasıyla tanıştıran Mehmet Akif Ersoy imdadına yetişiyor
Fikret Mualla fevkalade bir sanatçı iken yaşadığı dramlar, Bakırköy akıl hastanesinde beraber kalmaları garipsenmiyor
Rakıya düşkünlüğü bilinen ve Atatürk’ün yarışmak için davet ettiğinde ona pes ettiren, iki kilo rakıya ekmek doğrayarak içen bir neysen olması şiir ve hiciv konusunda mümtaz olması biliniyor
Ağzına hiç rakı veya alkollü içecek almayan Mehmet Akif Ersoy Siroz hastalığından vefat ettiği elbette ki manidar geliyor ve taksim bitiyor

Mustafa Cilasun