0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1132
Okunma
acının kesik üslubunda kalmış sözcükler
rayların nefret dolu gıcırtılarını çiziktirir kartonlara
el greco karanlığı ve çırağ ışığı
antik gecelerin ikonlarında yozlaşırken hızla
beyaz ellerini öptürür o karadul yeniyetme
kırkikindi ve yağmurun kuduruğu doğu tarafında
hızla geçiyor toprak yollu mezralarımızdan
yılkı bir atı yularından tutup ölüme tutuyoruz yüzünü
ve evlerimiz kurganlara dönüşüyor
mezarlarımızda uyuyoruz
içimizin kristal galerilerinde solgun krizantemler açıyor
soluduğumuz karbon ışıl ışıl dehlizlerde
emekleyerek bağalarımızı kırıyoruz
eski yolculuklarda kalmış sarhoşluk
sapkın bir yarı tanrı elinden çıkmışçasına
eski defterler, kaligrafik acılara gebe
engebeli yılanlar deri atıyor sıcağımızda
bugünün alınmış integrali
dünü boğuyor kucağımızda
bir harf, bir dert, bir kesik sözcük
hıçkırıyor yaralı bir yırtıcının diyaframında
ellerimiz kan içinde
ve bu bayramı yüzümüze buluyoruz
nereye kaçarsak o yönde, hep aksine kendimiz oluyoruz.
5.0
100% (2)