1
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
738
Okunma

Hiç...
Anlamadım
Kur’an ahlakı nedir sormadım
Karanlık hücrede yaşamaya çalıştım
Suskun kalan aklıma, vicdanıma dönüp bakmadım
Yaşamak için yaşadım, ne derlere kandım, inandım, şartlandım
Ölen bir yakının cenazesinde, belirlenen günlerde ezberden okunan ve fakat anlaşılmayan süre veya ayetleri dinlerken sessiz kaldım
Neden umuda talip olmayı, hidayet için azimle yol almayı, yaratana kul olmak için yaşamayı anlamadım, araştırmadım, hakkıyla inanmadım
Ey can...
Boş ver kim ne derse desin
Yeter ki akidene bir şirk bulaşmasın
Mazlum olan, mağdur bulunan sana kucak açsın
Gücünü servetten alan, nefsine adanan seni hiç anlamasın
Bırak saçın sakalın bir birine karışsın, ruhun, vicdanın, dimağın asıl olandır, yeter ki aklın, kalbin kararmasın
Şimdi...
Biliyorum ki çaresizsin
Damdan akan sular içindesin
Zaten kıt, kanaat geçinen bir fakirsin
Yakın zamanda imdadına koşan eşini kaybetmiştin
Gözlerin boşalır, yüreğin titrer, çare adına bir umut olarak kimi beklersin
Yine...
Yalnız kaldın
Geçmişe kendini bıraktın
Anlatan, yazdıran gözleri niçin ıslattın
Seni yalnız bırakan, sorup, sual etmeyen vefayı mı hatırladın
En yakınların, senden olan canlarında bin bir dertleri vardır, artık yalnızdın
Mustafa Cilasun