13
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
1536
Okunma
Alev nefesli evler hıçkırıyor derinden
Güneşi göremiyor dinmeyen kederinden
Günah! Şekva edemez çileli kaderinden
Hangi toprağa basmış kana bulanmış postal?
Hangi semadan düşmüş kanadı kırık kartal?
Uğruna can verilen vatan kimin vatanı?
Bu günahkâr dünyanın biter mi militanı?
Mutlu mu edecekler Suriyeli sultanı?
Renginden utanıyor tabutta solan çiçek
Savaşkopat oyunu nasıl oluyor gerçek.
Masumların başında insaf bilmez bir pençe
Büyüyor yeryüzünde deva bulmaz şirpençe
Karıştırıp dururlar dünya kazan kim kepçe
Dibi tutmaz korkmayın altını kısmıştır Hak
Durun! Ebrehe gibi, olmadan siz de helak.
Alev nefesli evde garibin oğlu mehmet
Bir bayrağa sarılı herkes dilerken rahmet
Peşindeki gözlerden okunurken vahamet
Bir çığlık gömülüyor iki büklümken beden
Fısıltılar doğuyor şehit mi bunlar, neden?
Savaşların mantığını anlayabilmiş değilim....
Afet Kırat 2017
ÇÖZÜMLEMESİ
Ses tabakası: Dört birimlik bu şiir 111 sözcükten oluşmuş. Şiirin tamamına “e”(74) ve “i”(44) sesleri hakim. Şairin sorgulamasının arttığı bölümlerde ise kalın “a”(67) kullanımla ahenge etki ediyor. “Hangi toprağa basmış kana bulanmış postal?/Hangi semadan düşmüş kanadı kırık kartal?” dizelerinde “a” asonası; “Güneşi göremiyor dinmeyen kederinden” ve “Alev nefesli evler hıçkırıyor derinden” dizelerinde “e” asonası mevcut. Yumuşak sürekli “n”(60) ve “r”(49) ünsüzleri ise şiirin bütününe yayılmış.7+7’lik hece ölçüsüyle yazılan şiirde ahengi sağlayan bir diğer unsur ise dize sonlarında kullanılan tam ve zengin uyaklardır.
Anlam tabakası: Bazı yerlerin manevi atmosferi vardır. Bir şehit evi de rahmet dilemeye gelenlerin varlığıyla manevi bir hale dönüşür ve bu manevi hava, içeri girenlerin yüzüne alev gibi yakıcı bir şekilde çarpar. Evde hıçkıran, ağlayanlar değil adeta evin kendidir. Burada ad aktarması (mecazı mürsel) yapılmıştır. Evdekiler gece boyunca ağlamış günün farkında değillerdir. Bundan sonra orası acılı bir evdir, fakat bu halden şikâyetçi olamamaktadırlar. Yine bu birimde postal ile asker kastedildiği için mecazı mürsel; kanadı kırık kartala benzetilen şehit asker olduğu için de istiare (eğretileme) sanatı yapılmıştır. “Hangi” sözcüklerinde ise tekrir sanatı vardır. Şiirin ikinci biriminde şiir öznesi adeta şehit evine gelenlerin hislerine tercüman olmuş ve bir sorgulama içine girmiştir. Şehit asker bu defa da solan çiçeğe benzetildiği için istiare yapılmıştır. Savaşkopat kullanımıyla da bir sözcüksel sapma yapılmıştır. Üçüncü birimde şiir öznesi siyasi bir eleştiri içindedir. Şiirde adı geçen Ebrehe ise, Kabe’yi yıkmaya gelen ama Kuran’a göre ebabil kuşlarının pişmiş toprak (sicil) atmasıyla helak olmuş ordu komutanıdır. Bu olaya telmih (sanatı) vardır. Son birimde şehidin bayrağa sarılı tabutu betimlenmiş. Bu haldeyken duyulan şehit yakının çığlığıdır. O çığlığın sonunda ise kalabalık içinde bir fısıltı dolaşmaktadır ve şehitlik kavramı sorgulanmaktadır.
Nesne (obje) tabakası: Şiirin asıl objesi şehit düşen Mehmetçiktir. Ev, tabut ve rahmet dilemeye gelenler diğer objelerdir. Her üç obje de hareketlidir. Şehit için kullanılan “Renginden utanıyor tabutta solan çiçek” dizesinde şehit kişileştirilmiş şair adeta bir einfühlunk yaşamıştır.
Karakter tabakası: Afet Kırat altı çocuk annesi irfan sahibi bir Anadolu kadınıdır. Çok sayıda şiiri vardır. Sanatçı ruhu muhalif olmayı gerektirir. Şair herkesin gördüğünden, duyduğundan farklı hisleri de duyumsayıp dile getirir. Bu şiirde savaşı piskopatça oynanan bir oyuna benzetmiş ve karşı olduğunu belirtmiştir. Şiirde genelde toplumdaki, özelde şehit evindeki suskunluğun ardındaki kuşkuları sorgulamıştır. Çünkü inancındaki şehitlik kavramıyla, siyasi bir tercihin sonucu yurt dışında hayatını kaybedenler arasında fark vardır. Şüphesiz ki gittiği şehit evinin psikolojisi onu derinden etkilemiştir. Ruhuna yansıyan keder onda askerlerin hayatını kaybetmesine yol açan tercihten şikâyet etmesine de neden olmuştur.
Alın yazısı (kader) tabakası: Kutsal değerleri korumak için insanların canlarını vermesi tarih boyu görülmüş bir fedakârlıktır. Vatanın korunması da bunlardan biridir. Fakat terörü önlemek için denilerek, yurt dışına askerlerin gönderilmesi ve oralarda askerlerin hayatını kaybetmeleri sessiz bir sorgulamayı doğurmaktadır. Yaşadığımız inanç toplumunda her türlü ölümün kader olduğuna inanılmaktadır.
Seddar İnce
5.0
100% (19)