12
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
1140
Okunma

İçim boşalmış gibiyim, kütlem lüzumsuz madde
Özgül ağırlıktan beri, var - yok arasındayım
Yoksunluğun hüzünleri, ulaştı en son hadde
Meçhule yüzünü dönmüş, yolcu sırasındayım
Kendi vatanımda bile sanki yaban ellerde
Kahırların kucağında, ağıt gibi dillerde
Baharda çağlayıp akan, boz bulanık sellerde
Tabiatın öfke yüklü, yağmur, borasındayım
Giden gitti buralardan, özlem elimde kalan
Üstüne yüklenen hasret, ömürlerden gün çalan
Pençe vurunca göğsüne, tınısı feryat dolan
Aşığın avaz ortağı, dertli curasındayım
Halleri bana benziyor, yere düşen tanenin
Kimse farkında olmuyor yanıp, tütüp, sönenin
Hoyrat elinden tarumar, viran olmuş hanenin
Çevresine ışık vermez solgun çırasındayım
Niyaz, nazından usandım, yaşamda her evrenin
Ruhumu okşamaz oldu, hiçbir rengi çevrenin
Ayak basmaya yerim yok, şu koskoca evrenin
Yerinde mi, göğünde mi, bilmem neresindeyim
Laf söylesem dinleyen yok, dinlese de anlayan
Noksanımı özen ile bütüne tamamlayan
Şah damarı kopmuş gibi, delice kan damlayan
Asla kapanmak bilmeyen gönül yarasındayım
Gizemini çözemedim, alnımdaki yazının
İçinde yer bulamadım, çoğunun ve azının
Dost diye bildiklerimin, tuttuğu terazinin
Kefesinde tartılmadım, ne de darasındayım
Göremedim başkasını, benim gibi dert çeken
Gülü düşte görsem bile, sineme batar diken
Daha henüz bir damladan, ibaret değil iken
Nasibime pay edilen, bahtın karasındayım
01.03.2017
kalin ]
5.0
100% (18)