0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
480
Okunma

Kar...
Yağar gönül dağıma
Boran vurur, don korkudur yanmayan ocağıma
Umut bir başkadır, solmaya yüz tutmuş sancıdır, çare olmayınca
Derman ararım, derdimi kime sorarım, gözler kararırken nasıl hayatta kalırım, kimseler arayıp, sormayınca
Kara...
Kışlar vardı
Esir alan zamanlardı
Yokluk, zorluk ne acı hicrandı
Gönül derin bir hüzün içinde sıcaklık arardı
Tütmeyen bacalar, gözü yolda kalanlar yürek burkardı
Sabır, metanet o günler için vazgeçilmez ilaçtı, zaten ölüm içimizde yaşardı
Bilinç ancak geçim için farktı, akideler arınmaya muhtaçtı, asabiyet asıl olandı, töre, örf vazgeçilmeyen tutkuydu
Yaşamak...
Yanana, yıkılana bakarak
Cahile, caniye, haine kurban olarak
Düşten, düşünceden, fikirden uzak olanlara katlanmak
Yaşamayı hakkıyla anlayamamak, sır olan sualleri umursamamak
Yaşamak can için, nefisi davranmak mıdır geçim, insan olmayı kimseye sormamak
Yaşamak kalabalıklar arasında, ne derler kaygısıyla, fırsatçılık adına, hakkı, hukuku bir kenara bırakmak
Yaşamak mıdır, yoksa zannın, zafiyetin esaretinde kör kuyulara adanmak mıdır yaşamak, yoksa insan olduğunu hatırlamak
Yaratılan olarak sahibe kul olmak, onun bahşettiği ruh, akıl, vicdan, kalp ve irade zenginliğini marifete ulaştırarak liyakat sahibi olmak
Mustafa Cilasun
5.0
100% (1)