Vaktin...
Sahnelerinde kalmıştım
Düş ve düşüncelere dalmıştım
Hülyanın efsunlu renklerinde, perdelerinde nefes almıştım
Fevkalade refah ve sıcak odada nasılda rahatlamıştım, peki,ne kaçırmıştım
Deryada dalgalar ne kadar büyük ve azametli olursa olsun, ehil olan, tecrübeye ulaşan sörf yapar, korkuları sığınak yapmaktan kaçar, inanmıştım
Ben bu yaşıma kadar yüzmeyi bilmezken, öğrenmek için bahaneler sererken, deryada açılanlara hayranlıkla bakmıştım
Sadece yüzmeyi öğrenmek maksat değil azizim, kainat kitabının gerektirdiği her marifete duyarlı olmak ve onu anlamak adına, ancak böyle itminan olmuştum

Acı...
Feryat duyarsın
O feryadı işitmeye çalışırsın
Sesin geldiği yöne doğru koşarsın
Henüz ne olduğunu bilmediğin, anlamadığın halde can atarsın
Çünkü sen insansın, farkında lığı olan imtihanın, kötülüğü men, iyiliği yaymak için yaşayansın
Her kim zorda ise, darda ise, hak ve hukuku talan edilmişse, o an elinden gelen ikram müsaadesinde uğraşırsın
Senin geldiğini gören ve can derdine düşen, gözlerine bir umutla nazar eden, yüreğini açmıştır, senin azmine muhtaçtır, anlarsın

Ağlama...
Ağlama çocuğum
Yüreğim titrer, içim acır
Her heves gönül sahibince bir başkadır
Hancı kim, yolcu biziz, varlık onundur, hicranla yaşarız
Şayet umuda tutunmazsak, onun sıcaklığına yol almazsak yanarız
Elbette ki sabır, metanet, edep ve nezaket ancak samimiyetimizle ihlas yaparız
Her yanılgı, her zaaf, dikkatsizliğe, bilince, muhakemeye uğramadıkça nedamet duyarız
Toprak ki bizleri bağrına basar, her kabahatimizi saklar, geceler ruhumuzda bir başka gelecek için bitecek zamana bakar

Mustafa Cilasun