0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
609
Okunma

O...
Ne kadar
Sessiz ve kimsesizdir
Yüreğe saplanmış bir hançer gibidir
Melal testisini dolduran demdir, hüzün mihengidir
Her nefeste tutulan kederdir, yutkunmalar çaresizliktir
O bitmeyen gecelerde ne sancılı illettir, o artık ömür defterinin refikidir, sır sahipsizse böyle değildir
Peki...
Sen hancı ol
Ben ise garip bir yabancı
Sen dert edinme bulsun beni her sancı
Ben şikayet etmek, nefsim için hak yemem, olmam mizanda davacı
Halin her zerresinde hissederim ki ruhum zamansız yolcu, bedenim toprağa borçlu
Aklım, iz’anım, ahlakım, hakikat anlayışım, bilgi ve tecrübem kalbimi nazargah edinen sahiple ancak huzurlu
Sevgine...
Güvenim yıkıldı gitti
Artık yıllardır sığındığım sabır bitti
Vefa, sadakat, samimiyet, fedakarlık böyle miydi
Demek ki tercihlerin değişti, zevklerin hevesi mi seni bu hale getirdi
Hani akıl, bilgi, tecrübe, edep ve sabır her bakımdan terk etmeyeceğimiz hazineydi
Sakın...
Bir yokluğun kıyısında
Şartlanıp kalma, korkulara sığınma
Seni böyle bir hayata mahkum eden şartları savunma
Nesebi bağlılığın, örf ve hamasetin olabilir lakin o zaman yakınma
Kainat kitabını okumak, anlamak, araştırmaktan korkma, zan aklını katleder sonunda
Kör kuyular ve onun vicdanında umut yaşatmak, hesapsız akılla aranmak hakikatin çok uzaklarında
Mustafa Cilasun
5.0
100% (1)