14
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
2158
Okunma

Kanar mı sözcük tam ortasından bölündüğünde,
Hece hece savurur mu öfkesini?
Dinmeyen acısını pay eder mi?
Ayrımcılığında yine sevginin ve nefretin?
Gün eksiliyor eksiltiyor da ömrü,
Ortasından bölünmüş bir elma kadar
Çürük tüm düşlerim.
İlahı yüreğin yine başı çekerken kaygı
İfratı belli ki ettikçe onca nazı
Bir heceden diğerine seğirten kalemin ucu
Kanatırken oluk oluk;
Demediklerime kefil onca hece onca tümce
Andığım değil azımsandığım,
Ayrımındayım da dünün ve bu günün
Bir de sihrine inandığım
Ölümlü düşlerimin.
Teyelli tüm dokunuşlarım,
Teğet geçen mutluluğun özründe
Ettiğim her kelamda sivrildiğim
Bazense sindirildiğim güncemde.
Tutuklu varlık tutkulu da hayatın
Bitimsiz coşkusuna,
Savruldukça seyreldiğim;
Sevdikçe çoğaldığım
Bazense mimlendiğim bir sükûtun özleminde
Yine onca önyargı başımın belası,
K/andıklarıma toz kondurmazken
İfrit gölgelerin de hükmüne savurduğum nidalar,
Kaykılmış üç beş imgede mademki terk ettim mutluluğu,
Arındığım şu rahlede
Huzuru kucakladığım.
Bir iklimde sır bildiğim rüzgârın tetiklediği yangın,
Meczup varlığın hasreti derin bir gamda
Bir de yoksunluğun kollarında mezar.
Sınanan varlık uzattıkça zamanı,
Kısalan ömürden sızan belli belirsiz bir fısıltı:
Yüksündüğüm değil de yorgun düşmüşlüğüm
Hep ama hep hüzne delalet.
Bir kıyıda bir de derinde;
Denenlerin çok ama çok ötesinde
Demediklerime mal edilen isyanları var
Nefretin, zulmün yarım ağız lehçesi
Bir de nidaların yaşlara karışan telaşı var:
Anlam olmaksa en alası,
Hüzün olmaksa en hulasa
Bir de bir de diyemediklerim var,
Sakıncalı imlerin savruk düzenine mal ettiğim
Nice yarım hikâyenin buruk özlemi
Yine karışan yağmura,
Dinginliğimi çalan dünlerin de rahmet bildiği.
Saydam bir nakarat hiçliğimin tezahürü:
Yazdıklarıma emsal döngüde
Kopup koyuverdiğim,
Konuşlu olmaksa sığındığım mesken,
Dünlere hürmet yarınlara kefaret,
Aykırı iklimlerin seyrinde
Bendinde hakkaniyetli cümlelerin,
Kurmaya dair kaybettiğim bir özneden mütevellit,
Sonlandırmaya niyetlendiğim yürek iklimlerinde
Kaybolmayı maharet bellemiş bir nesne kadar da
Mütereddit bir yakınma,
Akladığım bir ömrü de sükûta erdirmek adına
Yoldaş tümcelerim yine bandıkça hüzne,
Asil bir yorgunluğu da giymişken
Cepken niyetine.
Ne o, sen de mi yolcusun?
Bu minvalde sürgün etmeyi dilediğin ne ise:
Gıyabında onca sorunun girizgâhı madem
Tüm yalıtılmışlığımın esrarı,
Son bir söz daha söylemenin ne gereği ise
Kundaklandığım onca metruk dizede
Kapıp koyuvermeliyim önce aşkı sonra da ne ise
Eremediği yüreğin usul usul.
En sessiz ihtilal işte
Şu meczup faninin
Bir demde yok olmayı dilediği.
Gölgelerden mustaribim;
En çok da kendimden.
Kınında saklı bir aryayım yine
Deviniminde illet yürek sesinin,
Konuşlu bir rahlede,
Varıp varacağım o kayıp yaka;
Yine bedellerin ödenip ödenip tükenmediği.
Sanrıların gölgesinde,
Sandıklarımın çok çok ötesinde,
İllet bir terennümü bildimse tek sırdaş,
Kayıp bir rükûu da edindimse son mertebe;
Hanidir kayıp hanidir hazin
Hanidir son sürat hüznü tevafuk bildiğim;
Sivrildiğim, yonttuğum
Belki de gocunduğum.
Sarkacın kayıp bildiği bir demde,
Saniyelerin yetmediği ölümlü güncemde,
Sancıların deviniminde…
Suretlerde yakalandığım hazan,
Makberimin uzamında kayıp umutlarım,
Bir de yetmeyi bilemediklerim…
Şiirime nefes olan değerli abim M.Fikret Ünalan hocama çok teşekkür ediyorum.
5.0
100% (26)