16
Yorum
44
Beğeni
5,0
Puan
1758
Okunma

______________________________________________"hayat bize mutlu olma şansı vermedi sevgili
______________________________________________biz kendimizden başka herkesin
______________________________________________üzüntüsünü üzüntümüz, acısını acımız yaptık çünkü...
______________________________________________dünyanın öbür ucunda, hiç tanımadıgımız
______________________________________________bir insanın gözyaşı bile içimizi parçaladı
______________________________________________kedilere ağladık, kuşların yasını tuttuk..
______________________________________________yüreğimizin yufkalığı kimi zaman
______________________________________________hayat karşısın da bizi zayıf yaptı
______________________________________________aslında ne güzel şeydir
______________________________________________insanın insana yanması sevgili..
______________________________________________ne güzeldir bilmediğin birinin
______________________________________________derdine üzülebilmek ve çare aramak
______________________________________________ben, bütün hayatımda, hep üzüldüm, hem yandım..
______________________________________________yaşamak ne güzeldir be sevgili...
______________________________________________sevinerek, severek, sevilerek, düşünerek...
______________________________________________ve o vazgeçilmez sancılarını duyarak hayatın..."
______________________________________________________________________________Yılmaz Güney
sevgili..
bu gün sevgililer günü...
sabah uyanırken hediyelerini almaya başladım
sabah ışk’ına kadar süren tartışmanın ardından
mutfakta oturup içtiğin sigaranın dumanından..
sarhoş gecenin sözlerinden payıma düşeni aldım..
mutfak penceresini açtım
rüzgarın buz gibi sesi
güneşin karşı dağa yansıyışına karışırken
çifte kumruların sevişmelerinden aldım hediyemi..
yüzümü yıkarken aynada ki yansımadan
biraz buruk ve hüzünlü bir bakıştan aldım hediyemi..
evden çıkışımın delili kapının çarpan acı sesinden
altıncı katta yaktığım ışığının birinci katta beni terkedişinden
demir kapıdan çıkıp hemen karşı duvara yazılmış "Mc Wolf" yazısından
köşede ki çöpü karıştıran yaşlı teyzenin utangaç ve yorgun gülüşünden
ve ardına baka-baka ara sokağa kaçan "maskara"msı kediden aldım hediyemi...
gözlerin olmasada gökyüzünün mavisinden aldım
.........................her sabah yürüdüğüm yolda adımlarımı tanıyan kaldırımlardan...
rasathane cam-i ne doğru bulvarı geçerken bir -sela nın- makam sesinden aldım..
kim bilir ölen kimdi sevdiği varmıydı sevilirmiydi kim bilir...
bütün gün çalıştığım yere gelen çiftlerin sevgililer gününü kutlamalarına baktım
onlar da benim çaresiz yalnızlığıma...
eve döndüğümde saat çok geçti
kale kapımızın anahtar markası
kapıyı sen açmadın
paltomun iç cebine sol göğsümün üstünde sakladığım beş karanfili
mavi örtülü yatağın üzerine bıraktım bir de bu yazdıklarımı
sen üçlü koltukta uyumuş belkide bensiz rüyalardaydın...
bütün bunlar sevgililer günü hediyesi
sağol sevgili...
ne söylesem başım eğik gözüm toprağa bakarken
bir gün olsun huzur yüzü görmemiş sevgimizin
yıkıntıları arasında dolaşıp
mutsuz bir sevdanın sancıları içinde ne desem..
çalınmış, yağmalanmış, parçalanmış bedenine
hangi yüzle sarılıp
hangi güzel dilde anlatsam sevdamı
gizliliğin, eksikliğin, aptallıkların, ahmaklığın..
ama en önemlisi sevgisizliğin aşk’ı olur mu ki söylesem
ya da çatışmaların, kavgaların, acıların, ölümlerin arasında
................................................sevginin lafı mı olur iki gözüm
bu gün sevgililer günü...
hatırlarmısın
şelaleye giden alt yoldan sen gelirken ırmakta buluşmak için
belime kadar uzanan eğrelti otları arasında dik bir yamaçta
uçar gibi koşarak gelip can havli ile sana sarıldığımı
bir kızılağacın dibin de ırmak şırıltısın da
diz dize oturup saatlerce sana doyamadığımı
dokunmaya korktuğumu ve bakmaya kıyamadığımı
kımızı bir minibüsün en arka koltuğunda ilk defa elimi tuttuğunu
her şeye rağmen seni olanca yüreğimle ve cesaretimle sevdiğimi
ve sevdama dair hiç bir şey gizlemediğimi hatırlarmısın.
ve hatırlarmısın
ilk defa ve belki bir daha gitmeyeceğim
o şehrin kalesinin burcun da durup nasıl ağladığımı
ilk defa çaresizliğimi düşündüğüm yerin orası olduğunu
eski ahşap evinize her geldiğimde sabahlara kadar ağladığımı
ve ahşap duvarlara yazılmış tarihin zehirli bir ok gibi yüreğime battığını.
saat dört vardiyasına gitmem gerekirken senden duymaya inanamıyacağım kadar
zor ve gecikmiş bir cümlen den çaresiz kalıp saatlerce sahilde ağladığımı..
ve bitmez tükenmez bu gözyaşlarımın bu çaresizliğimin bu vazgeçmişliğimin
hala bu gün devam etmesinin sebebi olduğunu hatırlarmısın...
bu gün sevgililer günü...
............olmadı güzelim olmadı...
ben seni sevdim... güvenmek istedim
sen bana güvendin... sevmek istedin ama ikisi de olmadı...
bu gün sevgililer günü...
benim ise sana verecek hiç bir şeyim kalmadı
ne bu enkaz da kırmızı gül bitiyor ne de karanfil büyür yıkıntılar arasında...
5.0
100% (33)