13
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
1854
Okunma

Bir yanılsamadan geçiyor yolum,
Yorgun bir lehçede rehin tutulmuş sırlarım var benim,
Demelerle geçti ahir ömür;
Bir rotada sükûtu yâd ettiğim,
Bir notada yalnızlığı buyur ettiğim,
Cebelleştiğim iç sesimde inkârı belki de
Defolu sevdaların şeceresini tutarken,
Yankılara uzanan ellerinde yorgun varlığın
Ötelemeleri mahrem bellediğim.
Hiçliğime saklanmaksa susarım yoksunluğun kıblesinde;
Susmaksa teamülü yüreğin,
Fevri cümleleri de boykot ederim,
Islah olmaz geceye sığınırım da
Sığıntılığın mertebesine ermiş bir güfteyken
Ölümüne severim yine yoksunluğun hicvinde
Denk düştüğüm bir heceyi de evlat edinirim:
Aşk tadında,
Yokluğun menkıbesinde,
Kırık sayacın ibresinde aç bir kurda dönüşür de cehaleti
Yorgun cümlelerin.
Askıntı bir imgeye sığınırım bu sefer,
Görmezden gelinen cahil cesaretime biat
Konarım bu sefer bir kumrunun bendine:
Es geçerim hüznü ansızın,
Yok sayarım ölümü pervasızca
Belki de doyamadığımdandır ölümüne sevmelerin.
Ya da makber bellediğim bir şiire sinerim
Gecenin eremediğim vakti
Tıknaz bir silueti giyinirim usulca,
Vebalinde ömrün,
Sonuna geldiğim öykünün,
Yazmadığım hangi lisansa
Fısıldarım sadece adımın ilk harfini,
Terennüm sıkarım şakağına bu sefer
Söktüğüm hangi rütbeyse
Avuçlarım beyit beyit,
Salkım saçak özneleri de yorarım
Bağlı basiretimin uğruna
Çömelirim mezar taşına
Adımı yazan o tümseğin.
Gönül koyduğum hoyrat bir yükleme rast gerilim de
Sorarım sakilce:
Nedir senin adın?
Sorarım sormasına,
Yanarım yanmasına cahil bir lehçede,
Dokunulmazlığında aşkın
Sır bellediğim onca hezeyanın,
Kayıp bestelerin ilk hecesi iken
Yazdıklarıma sanma ki kefilim.
5.0
100% (31)