26
Yorum
37
Beğeni
5,0
Puan
2857
Okunma

kıytırık bir şehrin en hayırsız yanından giriyorum içeri
bir tanıdık hayrını beklemek şüpheli
kalbimin ağrılar kadar ateşte kıvranıyorum
masum ölçülerde hissiz yakalanıyorum aşkın pençesine
çıt bile çıkaramadan
hicranları çatlatan bir yüreğin çırpınışları var içimde
bezginlik bürümüş yüreğimi azar azar da kıvranıyor
kaldırımlara bulaşık adım izlerini usul usul eziyor
tüten nefesimde fırlarken kaypak bir aşk
hiç durmadan ağzımdan isyan fışkırıyor
aşk bu mu
bunun zerresinin neresindedir ki aşk
dostun gönlü daha da keskin düşmanın kılıcından
pes ettiğim an garezim giriveriyor devreye
hüsrana kapılmaktan dönüş yok vuslata
eğer ki geri durursam aramıza firak girer utanmadan
ayrılığın yalnızlığının karamsarlığıyla gönlümü burkuyor
aklıma gelmedi değil koynuna bir buket çiçek koymalıyım
kavganın kini dursun bir an evvel
kişisel dürtülerin tetiği kalsın elimizde
bir tas suyla kendine gelir mutlaka kızgın sinirlerim
kancık bir ayrılık bu durmadan azan
sarılmalıyız gecenin koynuna girerek uyumadan
mazinin altını üstünü deşmeden
bu hal hiç yakışmıyor ki bize sanki de hazan
şahsi bir benlik savaşı
bizlik’ten ırak kaldık hırlaşırken yüreğimiz
biz görünmüyoruz çünkü için içime hırsla düşüyor
sevgi bozgununda yüreğim kötü kurşunlanıyor
hislerimde acıkmış bir bebeğin çığlığı var
artarak beynimizi tahrip edebilir
aşı ver o karanlık hırsını
yürekten kopan duygu kızgın da olsa
gör ve düşün ama sakın ellemek gelmesin aklına
ruhun bir kızıl deniz gibi
koklarsam artar kızıllığın
arayı denk tartıyorum
ipi kopmuş hırsın
sakin dur
bir çıkar yol arıyorum
sen kımıldamadan dur
elbet ki tüm durmalar uçurumdan kurtulur
cennetten kovulmaya başkaldırır bu benim kisi
yankılar hep çınlamanın kulak ağrısıyla beynime yükleniyor
üzüntüme hiç toz kondurmuyorum
hırçınca saçı ve başı yoluyorum görkemi mi bozarak
hırslandıkça alnına bir buse hediye ediyorum
şap diye
sevginin olduğunu hatırlatmadı mı sana kimse
kaybolup da giden sadece mazi değil ki
geleceğin de yok oluşu
boş bırakışım da hiçbir kadının asla adı yoktur
yalnızlığın hükmü tek taraflı
göğsün kabarık bir istemin nişanesi
gördükçe hasmıma gözlerim ardı ardına sıkılıyor
dizginlere sarılı hırsın patlaması duyuluyor
göğüs kafesinden çığ düşüşünün gömülü üzgünlüğü
üzgünlüğün kıstası ayrılığı körüklüyor
sen sakın kendine mal etmede
o zıtlığına çeki düzen ver
düzelt sen o pis nefsini
ver ki
tutkumun hırsına giren dürtünün esiri olmayayım
zira kendi kendimle kapalı kapıların arkasında kalıyorum
maazallah o anda sakın ha çıkmayasın karşıma
çünkü hep hayali sukut içinde gezmekten çok mu çok geriliyorum...
(03.02.2017) AZAP...
5.0
100% (32)