Nice...
Yapraklar gazel olur
Yaprak hilkatinden sorumludur
Toprak mümbit olmasa, tohum zail olur
Her toprağın bağrına tohum ekilmez, helal olmadıkça bela eksilmez
Şer olandan hayır gelmez, hak ve adalet olmayan yerde huzur ve saadet gerçekleşmez

Kadın...
Edebiyle
Bir başka olacak
Bir başkasının ağzını sulandırmayacak
Kendi haline müdrik, münevver bir niteliğin vasfını kuşanacak
Erkeğinin gözünü dışarı da koymayacak, erkek kadınını çok iyi anlayacak
Kul olmanın, hak ve hakikat için adanmanın şecaatını her fırsatta muhafaza etmek için yarışacak
Evlilik müessesesinin saadet ve huzurunu her iki dünya adına inşa etmenin niteliğine, erdemine ait olacak

Düşen...
Bir yaprağı görürsen
Onu al, kokla, temaşa etmekten kaçınma
Bıraktığı dalın umuduyla, terk ettiği ağacın muradıyla
Bağrına vuran yelin hicranıyla, akıp giden zamanın şuuruyla
Yaratılan her maddenin ve nebatatın zihin zenginliğinde, hikmet nazarıyla
Masumiyet, sadakat, hilkat, rikkat ve hassasiyet sadece insanlara ait değildir, insan ise bu hakikati hak ve adalet için bilendir, mütalaasıyla

Belki...
Bir gün sende anlarsın
Hiç değilse anlamak için uğraşırsın
Bıraktığın silinmeyen izlerin mes’uliyetini taşırsın
Her ne yaptığın ve yaşadığın varsa karsınmazsın, acıyı tanırsın
Dert sahibinin, çile defterinin, sabır güftelerinin, hüzzam bestelerine inanırsın
İstersen vazgeç, dert edinme, gam etme, endişe içinde zihnini viran eyleme, ruhun ve kalbin ve dahi vicdanın sesiyle tanışırsın

Mustafa Cilasun