1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1471
Okunma
Sabahın dördü
Didem Madak Şiirleri okuyorum
Onun kadar öfkeliyim yaşama
Onun kadar öfkeliyim ölüme
Onu gibi kafa tuttum acılara
Onun gibi haykırmak istiyorum
‘’Siz aşktan ne anlarsınız bayım’’
Yapamıyorum
Ben hep susarak anlattım sevgimi
Öyle derin ki sevgim
Birkaç kırık dökük sözcük yetmez bana
Çok özledim derdim mesela
Susardın, susardık
Bir asır sürecek gibiyken suskunluk
Ben seni çok seviyorum derdim
Bir asırlık suskunluk delinir
Yerini iki asırlık suskunluğa bırakırdı
Ben hep susarak anlatırdım
Susardın, susardık
Dağarcığım 2 cümleydi sadece
Çok özledim
Seni çok seviyorum
Her defasında büyük bir suç işlemişçesine
Mahpus ederdim tüm güzel sözcükleri
Anlamazdın
Susardın, susardık
Sonra daha da sustum
Sadece ‘’Bugün Cuma’’ derdim
Ne çok şey biriktirirdi
Seni çok özledim
Seni çok seviyorum
Sesini bir duysam
Beklediğimi fark etsen
Beni hatırlasan
Arasan beni
Telefon en yakınımda
Kulak kaslarım kasılmış
Gözlerim ekranda
Bir köşede hep sustum
Susarak bekledim
Susarak anlatmaya çalıştım
Oysa duyulmuyormuş susarak haykırmak
Anlatamadım
Tek bir fotoğrafımızın bile olmadığına
Ne kadar yandığımı bilemedin o yüzden
Fotoğraflarına baktım
Ne kadar mutluydun başkalarıyla
Hiç bilemedim
Yanımda ne hissettiğini
Sustun, sustuk
Gözlerine bakamazdım
Kaçırırdın hep
Rahatsız olurdun
Gözlerinde kaybolan bakışlarımdan
Bu yüzden hiç bilemedim
Yanımda nasıl olduğunu
Bir fotoğrafım bile yoktu
Sustun, Sustuk
Hep sustuk
Ölüm yolculuğu gibi bir şeydi
Serpil Tütüncü
5.0
100% (2)