1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
799
Okunma

şadırvanlarda sular çağıldıyor
kuytu avlularda yokluğun
kayıp nicedir bendeki eski kent masalları
bir eksilmişliği mi var ömrümüzün
çiçekli bayramlıklarını giymiş bak bahar
bahçemde açan buğulu krizantemleri soruyorsun
manolya taflan kamelya kokuyordu bir zaman o eşsiz kent bahçesi
serin sonbahar yağmurlarının ıslattığı sağanak aşklarda
sultanı yegah şarkılarımız susmadan önce
birbir gece masallarımız unutulmadan önce
kış yağmurları mışlı zamanın çekim dilinde yağıyor kimsesiz bahçemize
dingin sözcükleri kalmadı hayatın
yitik boynuna bıraktığım öpüşler yarım
yaz yağmuruydun belki de anlıktın gelip geçici
turnalar sakura beyazı iklimden havalanıp konardı bahçemize
akçaağaçlar göverirdi gelinler gibi alımlı
bahardı binbir gece masalları gibi bahardı aşklar öyle işte
bir tren penceresinden seyreyliyorum yitip gidenleri
suyun ezgisi eşliğinde geleceksin belki de bu yitik masala
binbir gece düşleriyle elhamradan
ah sevgili kızıl duvarlar aramızda
elimde kırık fırçalar
yaralı sevdaların silüetini çiziyorum
gök mavisi gözlerini
yarılan topraklar gibi suya hasret dudaklarına
serin ılık meltemler getiriyorum
ah mistik ermiş
her denizin rüzgarı başka eser
nereden çıkıp geldin sırça kesiği kalbime
serüven tutkunu kalplerde gizemli uykular
ah sancho panzo kızıl duvarlar aramızda
yel değirmenleri çıplak tepelerde rüzgarlar hüzünkar
kuytu aşka susyan yanlarımı yokluyor sultanı yegah bir şarkı
sana güneşin aydınlığın ışığın tanrılarından ışıklar getirdim
şadırvanlarda sular çağıldıyor
kuytu avlularda yokluğun
sana granadadan bir bir gece düşleriyle
akdeniz yakamozları getirdim
yasak baharların aşklarını sultanı yegah şarkılar ile yitirdim
kanatlı atları olmayan aşk
salınırsın ne diye kırmızı saraylarda
kalbinde sırça kesiği yaralar
dilinde geceye serenat yarım bir akdeniz şarkısı
Ömriye KARATAŞ
18.01.2017
İSTANBUL
5.0
100% (5)