Yarabbim
sen her bir şeye o kadar muktedir ve o denli yücesin ki
bir “Emri kün feyekün” istemin ile de senin
bir anda da eşya varlık sahasına çıkı veriyor yaratışı açısından
İlahi senin El-Hâlık hükmünün ve o ilâhî kudretinin
o andaki kaçınılmaz bir nüfuzudur bu
Yüceliğin gereği asla ki hiçbir deneme ve yanılma da olmadan

Ya Rabbım sen istemeden
hangi eşya fâni olmaya veya yok olmaya nasıl gidebilir ki
daire-i hikmetten-daire-i ilme bir “Kün” emrinle geçiverirler
görüp de bildiğimiz hiç bir eşya yoklukta kaybolup da gidemez ki
evvelinde de her şey mutlak bir surette yaratılmadan
senin ilim ve kudret dairende sonsuzca elbette ki mevcuttur
sende var olmayan hiçbir şey yoktur
“O” kurban olduğum
yaratmak istediği şeyi yeter ki bir irade buyursun
bir anda da onu kudret dairesinden ilim dairesine hızla geçiştiriveriyor
“O” bizce yok görünüp de bilinmeyeni bir anda ortaya çıkartandır
“Ol” emri ile hikmet dairesinde var olan eşyaya hükmediliyor
Yüce Allah’ımın onları yaratmayı irade etmesi için
ve onların da varlık sahasına çıkışları için
sadece bir “Kün” emri yetip de artıyor

bir “Ol” emrin ile “O” ilahi kudretini hemen o anda faaliyete geçiveriyor
“her şeyin melekûtu onun elindedir” ayetindeki “el” tabirini
kudret ve hakimiyet olarak tefsir edildiği gibi
“Ol” emrin de yine senin Kadir ve kudret iradesinin bir tefsiridir
ve bundan ki yegane amaç
“Allah’ım” senin dilediğin şey hiçbir engel olmaksızın o anda oluşu vermesidir
doğrusu senin indinde eksik kalıyor sana ettiğimiz tüm niyaz

ve Hz. İsa meseli
Hz. Âdem meselesi gibidir
onu nasıl topraktan yarattı
sonra da “Ol” dediğinde de bir anda da nasıl ol duruverir
biz kul olarak bu senin bize bahşettikleri için ne kadar Hamd ve şükretsek az

eşya iki âleme ayrılır
bir tanesi “halk âlemi”
diğeri ise “emir âlemi”
beden senin halk âleminden
ruh ise senin emir âleminden
Halk âlemi
hikmet âleminde aşama aşama kademeli olarak yaratılır
Emir âlemi için ise
bu tarz bir yaratılış asla ki söz konusu olamaz
o âlemde her şey bir anda vücut bulur

ruhlar değişik safhalardan geçip de sonunda o hâli almış değillerdir
dosdoğru yaratan tarafından direk ruh olarak yaratılmıştır
insan bedeninde icraata başlaması da yine bir anda olur
“Ol denince oluverir kavl-i şerifi ruhun üfle nişine işarettir
ve bunun bir emir aleminden olduğunun da bir belirtisidir
bedenlerin yaratılışı gibi
bir maddeye ve bir müddete ihtiyaç kalmadığının kesin ifade edilişidir

elbet ki “kün” emri güzel Rabbım için bir temsildir
“kudret dairesinden ilim dairesine geç” anlamını ifade eder

bu ayet-i kerimeler akla elbette ki engin birçok ufuklar açıyor
zira zaten var olan bir nesneye yeniden “ol” emri verilmesi
onun yeni bir şekle girmesinin anlamına gelir
aksi halde bu emre bir mana verebilmek mümkün olmaz
soluduğumuz her bir hava gırtlakta
ağız boşluğumuzda dil ve dudakta
ayrı ayrı bir çok emirler veriliyor
ve böylece ağzımızdan değişik nice harfler dökülüyor
Allah ağız atölyesinde havayla bir çırpıda da nice nice sesler yaratıyor

Hidrojen ve oksijen senin bir “Ol” emrinle bir anda nasıl da su olmuşlarsa
yenilen gıda da bir süre sonra et kan kemik ten saç ve tırnak nasıl oluyorsa
farklı farklı “Ol” emirleriyle
rahimdeki nutfenin “alâka” olması da yine senin bir “Ol” emrinle
bu emirler ve benzerleri aralıksız tekrarlanır
İlâhî kudret ve irade o tohumu
halden hâle evirip de çevirir ve en sonunda insan vücut bulur

mutlak surette tüm hayatımızda her an
“kün” emrinin türlü halleriyle kaynaşıp da durmaktayız
peki o zaman bizler neden ki aklımızı başımıza alıp da hiç düşünmeyiz
bir anda bir “kün” emriyle
hiç ummadığımız bir an
ve zamanda da yerle yeksan oluşta telef olacağımızı bile bile…



(02.01.2016) AZAP…