5
Yorum
10
Beğeni
0,0
Puan
1139
Okunma

Sığındığım liman gâm arkadaşım
Gezinip durduğum oda yalancı
Öz fikrim öz ruhum eskici düşüm
Canıma can olan o da yalancı
Renklerin renkleri damağın tadı
Tamburun nağmesi udi’nin udu
Adalet dağıtan la yüsel kadı
Kanunda saydığı gıda yalancı
Ne kaldı ki gerçek zaman ve zemin
Ne kahve tadı var ne çayda demin
Peş peşe dizilen vaat ve yemin
Huzuru gösteren rota yalancı
Siyaset terkibi medya kumaşı
Hiçlerin face’de heplik telaşı
Dinsizin camiden kalkan naaşı
Ardından söylenen dua yalancı
Üç adımlık dünya ve birkaç nefes
Arada bir duran pıhtılı kafes
Yolların yokuşu rüzgârdaki ses
Ağlayan gözlerde vedâ yalancı
Vefâ parça parça sadakât sakat
Tabip tüccarların dilinde fakat
Merhamet gurbette kimsesiz şefkât
Özür dileyen yok hata yalancı
Her gece odamı süsleyen rüya
Kelâm sanatıyla işlenen oya
Dizimdeki dermân gözümde ziyâ
Kullara kul olan gedâ yalancı
Makberî’ce yatsam derin uykuya
Sahrada delirip düşsem korkuya
Elimi uzatsam beliren suya
Görünüp kaybolan su da yalancı
________________ Makberî