Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Mustafa Gül (Hamdi)
Mustafa Gül (Hamdi)

HİCVİYE

Yorum

HİCVİYE

( 5 kişi )

3

Yorum

5

Beğeni

5,0

Puan

1234

Okunma

HİCVİYE


En küçük teyzem ile aramızda beş yaş fark vardır. Evin en küçüğü olması sebebiyle tüm ilgiler onun üstündeyken ben dünyaya gelince, kıskançlık damarları kabarmış teyzemin. Epey bir müddet bana yapmadığı kalmamış. (öyle anlatırlar)
Konuşkan ve çok esprili bir insandır teyzem. Hiçbir sözden alınmaz. Rahmetli dedem ona “minik civciv” diye seslenirdi. (Dedem demişken; rahmetlinin binden fazla şiiri vardır. Ona özenmem sebebiyle ben de ortaokul çağlarımda şiire başlamıştım.)
Onunla teyze-yeğen olarak değil de sanki arkadaşmış gibi büyüdük. Hala da öyleyiz. Birbirimizden hiçbir lafı esirgemeyiz. Her fırsatta söz düellosuna gireriz onunla. Gelelim esas konuya. Şiiri yazma sebebime…
Teyzem ortaokulu bitirememişti. 90’lı yıllarda ben lisede okurken ne olduysa ona da bir azim geldi. Ortaokulu dışarıdan bitirmek için başvuru yaptı. Kendisini ders çalıştırmam için de benden yardım istedi ve karşılığında da bana, kimsenin kolay kolay öremeyeceği zorlukta, hiçbir yerde bulunmayan bir kazak öreceğine söz verdi. Ben de kabul ettim. Çalıştırdığım derslerin hepsini verdi, mezun oldu; ama aylar, yıllar geçti kazak bir türlü gelmedi. Ben de bunun üzerine hicivli bir şiirle teyzeme haddini (!) bildirmeye karar verdim. O zamanlar dedemler Kahramanmaraş’ta biz Urfa’da oturuyorduk. Çoğu zaman mektuplaşırdık. Kazağım gelmeyince bu şiiri yazıp mektupla göndermiştim teyzeme. Çok hoşuna gitmişti. Zaten fazla sürmedi, kazağımı ördü ve gönderdi. Hatta öyle bir kazak işlemişti ki; gerçekten modeli karışık, örülmesi epey zahmetli bir kazaktı. (Üzerimde gören bayanlar yolda beni durdurarak modelini almak isterlerdi.)

Şiirin yazılış nedeni:
En küçük teyzem ile aramızda beş yaş fark vardır. Evin en küçüğü olması sebebiyle tüm ilgiler onun üstündeyken ben dünyaya gelince, kıskançlık damarları kabarmış teyzemin. Epey bir müddet bana yapmadığı kalmamış. (öyle anlatırlar)
Konuşkan ve çok esprili bir insandır teyzem. Hiçbir sözden alınmaz. Rahmetli dedem ona “minik civciv” diye seslenirdi. (Dedem demişken; rahmetlinin binden fazla şiiri vardır. Ona özenmem sebebiyle ben de ortaokul çağlarımda şiire başlamıştım.)
Onunla teyze-yeğen olarak değil de sanki arkadaşmış gibi büyüdük. Hala da öyleyiz. Birbirimizden hiçbir lafı esirgemeyiz. Her fırsatta söz düellosuna gireriz onunla. Gelelim esas konuya. Şiiri yazma sebebime…
Teyzem ortaokulu bitirememişti. 90’lı yıllarda ben lisede okurken ne olduysa ona da bir azim geldi. Ortaokulu dışarıdan bitirmek için başvuru yaptı. Kendisini ders çalıştırmam için de benden yardım istedi ve karşılığında da bana, kimsenin kolay kolay öremeyeceği zorlukta, hiçbir yerde bulunmayan bir kazak öreceğine söz verdi. Ben de kabul ettim. Çalıştırdığım derslerin hepsini verdi, mezun oldu; ama aylar, yıllar geçti kazak bir türlü gelmedi. Ben de bunun üzerine hicivli bir şiirle teyzeme haddini (!) bildirmeye karar verdim. O zamanlar dedemler Kahramanmaraş’ta biz Urfa’da oturuyorduk. Çoğu zaman mektuplaşırdık. Kazağım gelmeyince bu şiiri yazıp mektupla göndermiştim teyzeme. Çok hoşuna gitmişti. Zaten fazla sürmedi, kazağımı ördü ve gönderdi. Hatta öyle bir kazak işlemişti ki; gerçekten modeli karışık, örülmesi epey zahmetli bir kazaktı. (Üzerimde gören bayanlar yolda beni durdurarak modelini almak isterlerdi.)

HİCVİYE
Kışı geçtik bahar geldi
Bizim kazak nerde kaldı
Giydiklerim hep daraldı
Bizim KAZAK nerde kaldı?

Hani bana söz vermiştin
Zavallı ben, sevinmiştim
Ama ipe un sermiştin
Bizim KAZAK nerde kaldı?

Kandırıldım ben boş yere
Böyle kazak yere gire!
Yapmıyorsun bile bile
Bizim KAZAK nerde kaldı?

Millet iki kazak yırttı
Üstümdeki hep sırıttı
Fazla oldu bu sıkıntı
Bizim KAZAK nerde kaldı?

İşlemedin geçti zaman
Duy sesimi, hey Neriman!
Bak geliyor ay; Ramazan!
Bizim KAZAK nerde kaldı?

Eski kazak olmaz oldu
Kalanların hepsi soldu
Sabrın küpü artık doldu
Bizim KAZAK nerde kaldı?

Gül Mustafa yaptı hiciv
Çabuk işle! “Minik Civciv”
Kızma! Şiir hep şakaydı
Bizim KAZAK nerde kaldı?

Mustafa GÜL (Hamdi)
(Şubat-1993)

Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (5)

5.0

100% (5)

Hicviye Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Hicviye şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HİCVİYE şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
4.1.2017 21:20:16
5 puan verdi
Edebinde güzel bir taşlamaydı kutluyorum
Kalemin susmasın
______________________Selamlar
Erdem şahin
Erdem şahin , @erdemsahin
4.1.2017 14:45:53
5 puan verdi
Güzel bir taşlama tebrikler
FİLAT YAZICI
FİLAT YAZICI, @filatyazici
4.1.2017 11:30:16
5 puan verdi
Yüreğine kalemine sağlık üstadım. Selam ve saygılar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL