Sevgili Kadir bey ;Türk insanı ve Türkiye üzerinde oynanan oyunları görmezlikten gelmek ,biribirine düşürülen bu milletin çocuklarının bir an önce görmesi gereken bir tablodur.Biz tarih incelendiğinde hep içeriden karıştırılıp yıkılan devletlere sahip bir milletiz.Çok bilinçli olmak yaşananları iyi tahlil etmek her aydının görevidir.Verilen tavizler bizi bu güne getirdi.300 yıllık tarih incelendiğinde İslam coğrafyasında bilime katkı çok azdır.Oku emrini dinlemeyen kendi nefsi peşine düşen iyiyi kötüyü ayırmakta elbette zorlanır.Çok okumalı ve araştırmalı düşmandan esen rüzgarı iyi tesbit etmeliyiz.Umuyorum ve diliyorum ki bu tür çekişmeler son olsun ve Türk aydını gerçekleri görerek insanımızı uyarsın ve bir daha kimsenin canı yanmasın.
Duyarlı yüreğiniz için sizi kutluyorum...saygılar...

Bu husuta ciğerleri yanan bütün insanımıza tercüman olmuşsunuz değerli Kadri üstadım.
Hele hele şu mısralar beni düşüncelere sevk etti. Hep dizeler yaramıza parmak bastı ama...

hiçbir şey veremezdi kardeşliğin verdiklerini
hem Alevi hem de Sünni oldum
hem Kürt hem de Türk kaldım
reddettim doğulu ve batılı zihniyetini
el açarak ısındım İslam’ın tüm değerlerinde
namerde muhtaç edilmiş olsak ta
eyvallah edişte konaklamadım tek bir Çıfıt erinde

Biz içimizde acılarımızı rahat yaşayamıyoruz.
Hırlımız - hırsızımız, arlımız - arsızımız, namuslumuz - namusuzumuz!!!
Bırakın ulan yakamızı biz kendi içimizde kendi kendimizi idare ederiz. Bu sorunlar bizim sorunlarımız! Dış mihraklar o kanlı elleriyle herşeylerimize karışır oldular. Ah üstadım herşeylerden vaz geçtik ama şu memleketteki aklı kıt olanlar zaten boynumuzu büker oldular. Bir zamanlar Bergama köylülerini ayaklandıran bir şeref yoksunu vardı. Sol partili bir vekil ne güzel susturmuştu. Ne diyorsun yani Almanlardan aldığın iki milyon markı mı açıklayayım diyerek. Bu gibi aşağılıklar da işte bu güzelim Yurdumuzu böyle satıyorlar.

Yürek sesiniz daim olsun inşallah.
Harika dizeleri yazan yüreği selamladım.

Öncelikle günümün EN şiiri...

Sadede gelecek olursam eğer, o kadar çok soru var ki sorulacak ve cevap bekleyen.

Öncelikle şehitlerimiz... Soru 1: ülkemizde dün kaç canlı bomba veya bomba yüklü araçla eylem yapılıyordu?
Ve dün devlet yöneten kaç devlet büyüğü coşup coşup kükredi, ardından da YANILDIK dedi?

Yine öncelikle şehitlerimiz... Soru 2: Kendi ülkemizde huzur hak ve hukuk kalmamışken, millet açlık sınırında yaşarken, hangi üst akıl işi ile başka ülkenin topraklarına gönderildi Mehmetlerimiz?
Zira: dün yine tanklar eşiliğinde Suriye topraklarına geçirilen terör örgütü değil miydi ki bu gün tellallık yapılıyor. kalkan olunan toprakların insanları yurdumda maaş alıp yan gel yat osmanı oynarken bizim gınalı guzularımız onların topraklarında kahpece şehit ediliyor..

Yine yine öncelikle şehitlerimiz... Soru 3: hep papağan gibi Lozan... Lozan... Lozan deniliyorda, tapulu toprağımız olan Süleyman Şah türbesi olayı neyla ve nasıl izah ediliyor? Ki: O mujhterem zat yattığı yerde rahat bırakılmadı. Bu en büyük günah ve ayıp değil mi? Diyorlar ya hani Osmanlının toprakları peşkeş çekildi... O zaman tapulu toprağımızdan neden feragat edildi?

Yine yine yine öncelikle şehitlerimiz.... Soru 4: cumhuriyete ve kurtuluş savaşımızın bize emanetleri ile kahramanlarına sahip çıkışımızı putculukla suçlayıp heykelinden bile ürktüklerini kaldırarak sergileyenler sevmedikleri putculuk adına mı İstanbulun göbeğine Kabe maketi yapıp insanlara tavaf ettirdiler?
Din vicdan demektir ve bu nedenle de Allah ile kulu arasındadır. Kimse kimseden sorulmayacak. Dini istismar edenlerin '' fıtrat '' '' bi kereden bişi olmaz'' '' inceledik kusur bulamadık'' gibi bahanelerle ne denli garabet bir tutum sergiledikleri de aşikar değil mi?

Özellikle yine şehitlerimiz... Soru 5: evet savaş zor. Allah yaşatmasın amaaaaaa dinimz bile topraklar için cihadı hak gösterirken, ülkesini terk edenlerin bizim ülkemizde yarattıkları kaosu sansürlerle gizleyerek yaşananları yok sayan yasaklar getirilmesi ne derecede doğru?Şehitlerimizin aileleri perperişan bir hayat sürerken onlara maaş bağlanması öncelik tanınması kendi vatandaşına ihanet değil mi?

Son sorum ise: türlü hile ve desise ile darmadağın edildiği yetmez gibi ordumuzun güzide komutanlarının maruz bırakıldığı hakaretlerin, hayatlarından çalınan koskoca beş yılın bir özürle unutturulacağını sananlar gururuna yediremeyip intihar eden komutanımızın vebalini ödeyebilecekler mi? Masal yazmaktan okumaktan öteye geçemeyenlerin pasif profillerle üst akılı oynarken ülkenin geldiği hali sanki başkaları yapmış gibi geçiştirmeleri ise Türk siyasetinin ne denli acze düşürüldüğünü, seviyesine irtifa kaybettirildiğini göstermiyor mu? Samimiyetsiz bir açılım teranesi ile ülkemin getirildiği sadece çıkmaz bir sokak oldu. Sanki bunu başlatan onlar değilmiş gibi bir de çıkıp, '' Neyiniz eksik? bu ülkede en üst düzey kademeye kadar geldiniz.'' denmedi mi?

Biz yıllardır Türk olarak kardeşlik türküleri söyledik hep. Kimsenin ne dinine ne de ırkına lafımız sözümüz olmadı. Hatta iddia ediyorum ki Türk tarihinin hiç bir döneminde insanlarımız bu denli etiketlenip ayrıştırılmamıştı. Türk siyaseti asla hiç bir dönemde bu denli seviyesiz tartışmalara hitaplara tanık olmamıştı.

İçimiz sızlıyor. İnşallah Allah hakkımızda hayırlısını verir ülke ve insanımız için. Amin. Duyarlı yüreğine tebrik ve saygımla can abim. İyi ki varsın...