2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1416
Okunma
I
parmak uçlarımda,izi iki yaşında bir sessizlik
gögsümün orta yerinde demir gibi ağır bir nefes
takip eden sancılı bir hasret
ayak izlerime basar hıncından
gizem yolculuğu yalnızlıktan öte
soylu ve kutsal soğukluğu kopuşun
sonra herşey yeniden koşmaya başlasa küçük adam
bunu nasıl anlatırız zamana gömülü utangaç hallerimize,
kainatın efendisinin elinden salıverilmişiz
söyle küçük adam
daha kaç günahın hışmına uğrayacağız zamanın güneyinde
ve hangi rengi iliştireceğiz kisik,ıslak sesimize
doğusunda hayatın?
II
artik bir celladım var küçük adam
hissiz ve sürgülü bir gizemden kılıçc yapıp ellerine verdim
hep saldıran gibi bakan gözlerine tüm kusurlarımı doldurmuştu
bende sonra kaçacak zamanı kolluyordu,
efendileri ona birini daha öldürmenin ödülünü
denizde yüzmek olarak sunmuş
yıllar sonra kopacak bir fırtına gibi koynunda deprem saklıyordu
salıyordu eski yunan tanrılarının topraklarını
sen küçük adam insan tünelinin ötesindeki ben
şimdi mektuplarımı gizlice oku
bir celladım bir de ışığım var.
III
içimdeki sagnak yağmur Kubaba’nın ıslak gözlerinin eseri
soluğumda savaşan naralara yenik düştüm küçük adam
insan kavgaları beynimde akıcı bir demir telaşı
cana dönmüş bir aşk,kovulur gibi bekletilir kiralık bir sarayda
sütü içirilmemiş bir bebek gibi kiyamet çağrısında
provası mahşerin,
güneş,rengi icçin kırılır o an,gün yorulunca ay düşer gecenin dibine
celladında üzerime gölgesi.
sessizliğin sabrı tükenir
düşmanının ağzıyla bir sevgili öldürme tarihidir bu küçük adam
insaf,küçük onların denizinde üçbucuk haftalık bir tatille beslenir
ruhum terketmez beni,içimdeki köşelere sızarım gözlerimi kapatarak
arkamdan küfürleri seslenir
soysuzluğu tanrılrı ile bölüşür
sen aklımın ellerinden tut küçük adam
yorulurum tanrı görür
bin yılları kaç saniyede alırım
selamlarını da tanrıya götürürüm.
IV
benim bir celladım var artık küçük adam
dişi bir cellat
hayatın sustuğu yerde teninden ayrılsın diye
yüreğime tüm sancıları basmışım
ellerine vermişim bütün bağırtıları
kılıçtan keskin öfkeleri hayatımın ilk merdivenlerinde nöbet tutar
kimseleri yaşamamışım celladımı yaşadığım kadar
gözlerinde bana ait gür bir sancı
o an bir tek sevgilidir sadece
ılık ve yabancı.
V
dizlerinde gözlerimi unuttuğum cellat
karların düştüğü bir vakit sana benzemeyen birine ver yolla gözlerimi
sessizliğimi,
sevincimi
ve karanlıkta sancılara terktettiğin şiirlerimi
çıktığım karanlık yolculukta lazım olurlar,beslenirim
kendime seslenirim
küçük adamıma masallar süslerim
yasaklar ve kuralsızlıklar sonrası
aşkların terkettiği zamanları son kez resmederim
VI
ruhuma en son işlediğin ihanetin motiflerinde
okuyacağım dargın bir şiir yazdım,sesi denizlerde bir dalga
gözleri,aşkını öldüren bir nazar
elleri,sevdasını boğan bir zebani
kalbi,herkesin uğradığı bir caddebaşı
ağzı,her küfrün biriktiği sesli bir zindan
ve kıvranan bir nezaketin mitolojik günahları,
celladımda unuttuğum aşkımı ve gözlerimi almak için
bu yolculuğa razı oldum küçük adam.
birazdan bir nehrin kıyısında geçeceğim,
cellat kanlı ellerini silecek
ben de şiirler yazdığım kalemimi suya atacağım küçük adam
birbirlerini öldürmek için gün kollayacak insanlar
ben de hayata başladığım yerdeki noktaya varmış olacağım.
Zeki Nurçin