Nasıl bir atmosfer bilinmez
Hangi aralıktan üfürür de ayazı
Yerkürenin karışır kışı, yazı
Ne menem şeyse
Klimatolojik hal alır yaşam
Kasım kasım kasılır usulsüz
Kar çekiyor da kırık hava
Ne ar bırakır, ne haya
Pus yüklü gök bu vakit
Gönüller kırılır bu us yoksunluğunda
Sus pus olur nazenin yürekler usulca.

İnsanlığın kelepçe vurduğu diyar
Halep midir o yar Halepçe’den sonra?
Sözde uygarlığın geldiği nokta bu
Haydi ordan salep çocukları sizde!
Magazin sayfalarında O.Ç. rumuzla
Afişe edersin, ancak kendini
Şimdi, eğri oturup doğru konuşalım
Hangi fahişe namuskâr olmaz senin yanında?

Haddizatında
Medeniyet dediğin altından kenef mübarek
Rus, Yahudi, İngiliz, Alman halef selef
Hepsi olmuş bir boynuzlu engerek
Tanımadan önce böylesi bir dünyayı
İspanyol parası sanırdım pezoyu neme gerek.

Modern dünya ki mirim
Descartes’den mülhem mekanik bir çizgi izler
Cartayı çekmeye mi namzet?
Artık ritim bozukluğu verir elektrosu
Pascal’ın haber verdiği adaletsizlikse
Tavan yapar inceden inceye
Paspal bir dünya bu azizim!

Noel baba rumuzlu zatı muhterem
Kime zarf atacak bilmem ki bu dem
Çocuklar yıkıntıların arasında
No el diyecekler her hâlükârda.

Efsanevi kent Şam’dan geriye kalan mı?
Ancak şam babası be hacı
Pamuk ipliğine bağlı
Şeytanla salavat arasında kurulan bağı düşün!

Ey ata yadigârı güzel Halep!
Yürek atışını her an duyurursun
Antep, Urfa, Maraş seninle hep
Karahisar kalesinin burçları dalgalanır şimdi
Yeşil Bursam taa uzaklardan alır da nefesini
Tanı şimdi ey gönül platonik aşkın böylesini
Ne cin tanır bu faslı, ne tonik dengeler
Şirazesinden çıkmış bir dünyayı, ancak aşk eyler.


L.T.