1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
878
Okunma
heykeller yaptım suyundan denizin
sabır eleyip topraklarıma yaşlarımdan tuz ektim
kıyamet biçtim gel-git aklımın sınırsızlığına
ne renk kardeşliğini anlatabildim bilyelerimdeki gökkuşağına
ne de bulutlardan sağılan yağmurun saflığını köylü dudaklarıma
gözlerimin tam da bebeğinde kefensiz çocukluğum çürüdü
nedensiz cesetler gömdüm kalbimin en bakir tenhalarına
gel(e)meyecekse ne bahar ne de yaz
yoktur elbet ne çiçeğin ne de böceğin suçu
eyy Tanrılar
insanlığa değil ama insansızlığa keskin bir sınır koyun
bir gece daha devrilmeden şafağa
bir yıldız daha kayıp gitmesin avuçlarımızın ayazından
hür olamayacaksa en mavisinden deniz
varsın çamur olup taşsın yüreğimize akan nehirler
aynı dilden kardeşlik resmedilemeyecekse tuvalimize
varsın ecelimiz olsun siyahın her tonu
devirecekse güneş gözlerini üzerimizden
akıtamayacaksa yağmur yaşlarını gözlerimize
beyaz bir sayfa uyanamayacaksa uykusundan
öpemeyecekse sütten bir güvercin dudağımızdan
türküler aynı ezgilerde tütemeyecekse
ve söylenemeyecekse marşlar aynı sıcak gölgelerde
varsın yaşamak olsun bunun adı
kardeşçe yaşamak varken kalleşçe ölmenin öldürülmenin elli tonu yazan kitaplarda…
ilhanaşıcıaralıkikibinonaltı
5.0
100% (6)